Poşet ve Propaganda

[aPeopleArmy]

Bugünlerde sürekli karşıma çıkan poşet haberleri ile ilgili düşüncelerimi size yansıtmak istedim.

Genellikle, her gittiğim yerde, yürüdüğüm çoğu mahallede, gezdiğim her parkta, kısaca heryer de çevre kirliliği ile karşılaşırım. Yerde sigara izmaritlerinden, poşetlerden, plastik, organik atıklardan tut insan bokuna kadar karşılaşıyorum -plastiğin doğaya zararlarına hiç değinmiyorum-.
Toplum olarak tembeliz ve pasaklıyız bu apaçık orta da.
Ve bu çevre kirliliğinin de temelinde özsaygı eksikliği ve "Herkes atıyor, ben niye atmayayım." , "Temizlesinler diye çöpçülere para veryoğh." Gibi sığ düşünceler olduğunu düşünüyorum.

Hatta bir ara gym de antrenman yaparken, bir astsubay ile tanışmıştım. Öyle elit(!), cool takılan beta gillerden. Herneyse bu benle antrenman yapmak istemişti. Ben de olur dedim. Benim en hassas olduğum kısım dumbell'ların geri yerine konmamasıydı ve bu kişi her zaman bu kötü davranışı yapardı.

Ben de başlarda yaşça büyük olduğu için uyarı niteliğinde gözünün önünde dumbelleri yerine koyardım, belki anlar diye ama anlamazdı. Ben de sert şekil de uyarmıştım. Bana verdiği yanıt; "Çalışanlar yerine koysun, para veryoğh, kim aldıysa o yerine koysun." Oldu.

İnsanların sığ düşüncelerine bir örnek olsun diye bunu anlattım.

Konudan sapmadan, poşetin 25 krş olması bence faydalı ve geç kalınmış bir yenilik -bu uygulama gelişmiş çoğu ülkede uzun zamandır var-. Böylelikle toplum; çevre/doğa/israf konusunda daha dikkatli olucaktır. "Bu poşete para veryom amk" düşüncesi oluşup, poşet değerlenecektir. Çevreye verilen zararlar fazlasıyla azalacaktır.
"Fazla poşet göz çıkarmaz amuh, dur 2 poşet fazla alıyım lazım olur." bakış açısı ile her ufak ürün için ayrı poşet alan enteller; bu uygulama ile 3 poşeti 1 poşete sığdıracaktır.

Bu uygulamaya muhalif olan kesimler, konu ile alakasız olmasına rağmen "poşet hırsızlarııı, bizi buradan bile soyuyorsunuz laynn, çaldığınız milyonlarca paralar yetmedimi? 25 krş'a mı kaldınız layn" tarzında sırf vızzıklamak için vızıklıyor, konuyu saptırıp başka konulardan saldırmaya, haklı çıkarmaya çalışıyorlar.

Bu uygulama ile ilgiye aç betalar da prim kasacakları, şaklabanlık yapacakları, toplum da kabul görecekleri birşey bulmuş oldular.
Yok bilmem el arabasıyla alışveriş yapmalar, ürünleri mont, bohça ile taşımalar fln tarzında videolar çekmelere başlamışlar. Aslında 25 krş onlar için değersiz ama vızıklayacak ya bahanesini buldu, kendileri 1 lira da verebilirler ama işte amaç farklı.

Herşeyden önce toplum zaten çevreye ve israf'a karşı duyarlı, hassas olsaydı; ne poşetlere ücret istenecekti, ne ekmek pahalı olucaktı, ne un/şeker/yağ pahalı olucaktı, ne de o kadar temizlik görevlilerine ihtiyaç olucaktı.



Yanlışım, hatam, eksiklerim varsa lütfen uyarın.

[Bold]

İnsan bencildir ve nankördür. Ben de öyle çok farklı değilim, dumbelları yerine bırakıyorum ya da etrafta ufak konularda prim yapıp kitlenin övmesine yaltaklanmıyorum diye bencilliğimi örtemem. Şu an kullandığım akıllı telefon 1600 lira ve bunu satıp en az 1000 lirasına bir çok insanın karnını doyurabilirim, fakat yapmıyorum neden? Bencilim çünkü. Afrika'da her gün kafası kesilerek ölen insan umrumda değil, yapılan haksızlıkları en fazla arkadaş ortamında yaa işte böyleleri var diyerek kendimi iyi hissettirmekten öteye taşımıyorum. Dünyaya gözlerini açtıktan sonra tek hissettiği açlık olan ve karnına bir lokma girmeden ölen milyonlarca insan varken ben çoğu lüksümden vazgeçmek yerine yatağımda mışıl mışıl uyuyorum. Hatta bir çok sikik sokuk nedenden kafamı bozduğum ve üzüldüğüm oluyor. Bir şeyleri değiştirmek istiyorsan götün yiyorsa kendini değiştireceksin ve örnek olacaksın, yoksa yapılanlar ancak içimdeki iyi insanı okşatmak ve ego tatmini olacak.

Şimdiki sosyal normlar akla uymasa bile "e herkes öyle yapıyor" minvalindeki vızıklamayı yapan eleman, doğan kız çocuklarını diri diri gömen topluluğa ait olsaydı bunu gururla yapacaktı. "The foundations of our society are fragile and we must be the shepherds of our civilization" Çeviri ; "toplumumuzun temelleri kırılgan ve bizler kendi medeniyetimizin çobanları olmak zorundayız." ac serisinde geçiyordu. Aynen öyle, her koyun kendi bacağından asılır.

İlk zamanlar tcma'ya içimde bir kırgınlık vardı neden bırakıp gittiğiyle ilgili. Zihnimde salak saçma bir ihanet senaryosu vardı, kendimce daha fazlasını hak ediyordum. Bu aç gözlülük değil de ne? Büyüklük kuruntusu değil de ne? Adamın yazdıklarını doğru dürüst anlayamamışken ve dünyada bu kadar ciddi sorunlar varken bu adamın sorumluluğu benim bebek bakıcılığım mı? "Ateş olsan düştüğün yeri serinletirsin papiçulo (Hacı'ya selam çak)" Onca işinin arasında bu başlığı yazarak bana yapılabilecek en sağlam iyilik yapılmış, yetmemiş hacı bir de 500 sayfa tefsir cilası çekmiş. Olm çok korkuyorum, ölüm yakın amına koyim lan yarak bunların hesabını verebilecek misin? diye soruyorum kendime. Cevap bulamayınca bazen çok çaresiz hissediyorum. Adamın götünden kan almazlar mı ahirette? Tanrının rahmeti var diye buna mı sığınacağım? Hay sikeyim ben gidiyorum.