dun bugun yarin - İtiraflar
Gönderilme zamanı: 23 Nis 2018, 00:17
İleride itiraf edeceklerim olursa tekrar tekrar başlık açarak forumu kirletmek yerine hepsini bir başlık altında toplamak adına böyle bir başlık ismi koymanın daha mantıklı olacağını düşündüm.
Hala geçici şeylere dalıp gitme gibi huylarım var. Önemsiz şeyler üzerine fazla vakit harcıyorum. Örneğin yapabileceğim bir sürü daha iyi iş varken gidip saçma videolar izliyorum. Bu arzunun iblisten geldiği çok açık. Özellikle "önemli" diyebileceğim işler üzerine çalışmaya niyetlendiğimde oluyor bu çünkü. Yapmam gerekenle vücudumun istekleri hep çelişiyor. Bu nedenle kendimi tamamen hakikate adamam gerekiyor. Ya vücudum beni yönetecek, ya da ben vücudumu. Birinden birini seçmeliyim artık.
hoca dehanni çok güzel bir konuya değindi geçen günlerde paylaştığı bir yazıda. TCMA gelip yapmam gerekenleri söylese eksiksiz yaparım. Ama haci tyler da diyor ya, adam başta da yapması gerekenlerin farkında olup onu yapanları arıyordu. Hadi her şeyi bıraktım. Zaten olması gereken bu değil mi? Bir şeyin hakikat olduğunun farkına vardığım halde neden her şeyimle ona adanmıyorum? Hastalıklardan, iblisten başka bir sebebi var mı bunun? İmtihan değil mi? Bunda beynimin rahata alışmış olmasının da etkisi var. Dünya imtihan dünyası; rahatı, huzuru filan burada aramak yanlış olur. Vücudumu akılla yönetmem gerek. O yüzden bütün dopamin kaynaklarımı keseceğim. Acı verir elbet, ama bunun böyle gitmeyeceği aşikar.
Son itirafımdan bu yana geçen zamanda kavradığım en önemli şeylerden biri de insanların çoğunun akılsız olduğu. Şu haftaya kadar yakın çevremden birilerinden hep ümit duyardım. Çoğunu bir kayıp olarak görsem de hep bir iki tane ümitli olduğum olmuştu. Son günlerde böyle bir şeyin olmadığını gördüm. Boş bir arayıştaydım, artık böyle bir şey yok. Artık temelli olarak mağarama çekiliyorum. Toplumu daha iyi anlamak ve birinci elden görmek adına deneyler yapacağım elbet ama fazlası değil. Hayat insanların birbirini sikme oyunu. Oyunu mecburen oynuyorum, bari doğru oynayayım da yararıma olsun.
Önemsiz şeylere değer veriyorum. Aslında en avam kuruntulardan biri. Bakın, mesela geçen gün başlık altında delinin tekine cevap yazdım, yedi şuku gelmiş. İnsan bundan kuruntulanır mı, mutlu olur mu ya? Şaka gibi gerçekten. Halbuki orada yazdığım şey herhangi bir bilgi, tespit vs. içermiyor. Sadece dalga geçme amaçlı bir cevap, bir tepki. Sizler de adamın deliliğinin farkında olduğunuz için şukulamışsınız yani olay bundan ibaret. Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu iyice kavramam gerek.
Etrafımda bana yanlışlarımı söyleyecek insanların olmaması -sizleri hariç tutuyorum, günlük yaşam bazında konuşuyorum- yüzünden kendimi eleştirme görevi bana düştüğü için sızlanıp hayıflanmanın hiç gereği yok. Allah beni neyle imtihan edeceğini elbette benden daha iyi bilir. Her şeyin ama her şeyin imtihandan ibaret olduğunu, dünyada huzuru aramanın yanlış olduğunu keskin bir şekilde kabul edip etmemek bana kalmış bir durum. Her iki seçeneği seçmemin getireceği sonuçlar da net bir şekilde bildirilmiş. O halde ortada kafa karışıklığı yaşayacak bir durum yok. Ya ateş, ya cennet bro. Seçim senin.
Hala geçici şeylere dalıp gitme gibi huylarım var. Önemsiz şeyler üzerine fazla vakit harcıyorum. Örneğin yapabileceğim bir sürü daha iyi iş varken gidip saçma videolar izliyorum. Bu arzunun iblisten geldiği çok açık. Özellikle "önemli" diyebileceğim işler üzerine çalışmaya niyetlendiğimde oluyor bu çünkü. Yapmam gerekenle vücudumun istekleri hep çelişiyor. Bu nedenle kendimi tamamen hakikate adamam gerekiyor. Ya vücudum beni yönetecek, ya da ben vücudumu. Birinden birini seçmeliyim artık.
hoca dehanni çok güzel bir konuya değindi geçen günlerde paylaştığı bir yazıda. TCMA gelip yapmam gerekenleri söylese eksiksiz yaparım. Ama haci tyler da diyor ya, adam başta da yapması gerekenlerin farkında olup onu yapanları arıyordu. Hadi her şeyi bıraktım. Zaten olması gereken bu değil mi? Bir şeyin hakikat olduğunun farkına vardığım halde neden her şeyimle ona adanmıyorum? Hastalıklardan, iblisten başka bir sebebi var mı bunun? İmtihan değil mi? Bunda beynimin rahata alışmış olmasının da etkisi var. Dünya imtihan dünyası; rahatı, huzuru filan burada aramak yanlış olur. Vücudumu akılla yönetmem gerek. O yüzden bütün dopamin kaynaklarımı keseceğim. Acı verir elbet, ama bunun böyle gitmeyeceği aşikar.
Son itirafımdan bu yana geçen zamanda kavradığım en önemli şeylerden biri de insanların çoğunun akılsız olduğu. Şu haftaya kadar yakın çevremden birilerinden hep ümit duyardım. Çoğunu bir kayıp olarak görsem de hep bir iki tane ümitli olduğum olmuştu. Son günlerde böyle bir şeyin olmadığını gördüm. Boş bir arayıştaydım, artık böyle bir şey yok. Artık temelli olarak mağarama çekiliyorum. Toplumu daha iyi anlamak ve birinci elden görmek adına deneyler yapacağım elbet ama fazlası değil. Hayat insanların birbirini sikme oyunu. Oyunu mecburen oynuyorum, bari doğru oynayayım da yararıma olsun.
Önemsiz şeylere değer veriyorum. Aslında en avam kuruntulardan biri. Bakın, mesela geçen gün başlık altında delinin tekine cevap yazdım, yedi şuku gelmiş. İnsan bundan kuruntulanır mı, mutlu olur mu ya? Şaka gibi gerçekten. Halbuki orada yazdığım şey herhangi bir bilgi, tespit vs. içermiyor. Sadece dalga geçme amaçlı bir cevap, bir tepki. Sizler de adamın deliliğinin farkında olduğunuz için şukulamışsınız yani olay bundan ibaret. Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu iyice kavramam gerek.
Etrafımda bana yanlışlarımı söyleyecek insanların olmaması -sizleri hariç tutuyorum, günlük yaşam bazında konuşuyorum- yüzünden kendimi eleştirme görevi bana düştüğü için sızlanıp hayıflanmanın hiç gereği yok. Allah beni neyle imtihan edeceğini elbette benden daha iyi bilir. Her şeyin ama her şeyin imtihandan ibaret olduğunu, dünyada huzuru aramanın yanlış olduğunu keskin bir şekilde kabul edip etmemek bana kalmış bir durum. Her iki seçeneği seçmemin getireceği sonuçlar da net bir şekilde bildirilmiş. O halde ortada kafa karışıklığı yaşayacak bir durum yok. Ya ateş, ya cennet bro. Seçim senin.