Düşüncelerin hayatı etkilemesi konulu video
Moderatör: Co-Moderatör
- belikebond
- 1. Nesil
- Mesajlar: 201
- Kayıt: 18 Haz 2018, 02:17
Video kötü inanış ve düşüncelerin hayatımızı nasıl kontrol ettiğiyle ilgili. Ama ingilizcemden dolayı tam olarak kavrayamadım.
Anlayamadığım kısım 09.17 den sonrası başlıyor. Videonun genelinde anlattığı şey geçmişte etki eden kötü negatif düşünce ve duygular yaşadığımız anda da düşüncelerimizi negatif olarak etkiliyor. Ve bu bağımlılık haline geliyor. Bu şimdiki anda da yaptığımız negatif düşünce, kötü duyguları çağırma ve ''worst case scenario '' olayı gelecekte ki olaylarıda etkiliyor ve kendi hayatımıza negatifliği bir nevi kendimiz sokuyoruz. Video bunun kırılmasıyla ilgili ama dediğim gibi tam bir sonuca ulaşamadım. 09.17 den sonrasını tam olarak kavrayamadım.
Dili iyi olan birinin aydınlatmasını umuyorum. Teşekkürler.
- hellsbells
- 1. Nesil
- Mesajlar: 138
- Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18
9.00' dan sonra bir metafor yapıyor bahçe işleri ile ilgili. Yeniden bitki yetiştirmek için bir sürü hazırlık yapmalısın; eski kökleri kaldırmalısın, otları ayıklamalısın vb. Bunlar zahmetli işlerdir tecrübe ile biliyorum ama bu zahmeti çekmeden de birdaha ki sene bitki yetiştiremezsin. Kendimiz ile ilgili çoğu şeyi de uncomfortable durumlarda öğreneceğimizi iddia ediyor. -saha görevleri mesela- Eğer o uncomfortable duruma girersen geçmişinden gelen tavırları sergilemeye çalışırsın diyor -konfor alanlarına kayma isteği-. Eğer geleceği düşünerek yapılandırmazsan kendini geçmişte yaptıkların neyse gelecekte de aynısı olacak diyor -''you'll be predictable in your life derken bunu demek istiyor-.
''Your Personality Creates Your Personal Reality'' yani diyor ki ''Kişiliğiniz neyse davranışlarınız o olur, davranışlarınız da kişiliğinizi etkiler veya oluşturur''. Burda davranışların kişiliği etkilediği kısmı doğru -iyi veya kötü- fakat onu oluşturduğu kısmı yanlış. Tcma şurada bahsediyor;
saçma seminerlere gidip kişisel gelişim kitapları okuyarak, kendinizi kasarak ve saçma sapan nlpcilerle konuşarak birkaç yıla alfa özellikleri kazanabilirsiniz... fakat, asla ''alfa'' olamazsınız...
Davranışları değiştirmeye çalışarak taklitten öteye gidemezsiniz, karakterinizi oluşturmuş olamazsınız.
Ardından çevrenin sizi nasıl bilinçsizce etkilediğinden bahsediyor. İnsanlarla kurduğunuz iletişim sizi duygusal bir bağ kurmaya itiyor; patronunuzla olan bu bağ onu karar verici bir mekanizma olarak kabul etmenize, düşmanınızla olan bu bağı nefret olarak kabul etmenize sebebiyet verdiğinden bahsediyor. Artı olarak insanların bir şeyler hissetmek için çevresine ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
Burdan anladığım kadarıyla çevreden etkilenip/çevreye uyup evrimsel davranışların sergilenmesinden bahsediyor. Bu dışa bağımlılığın azaltılması için ise kişinin çevresinden etkilenmeyecek kadar güçlü olması -aklın güçlendirilmesi, duygulardan özgürlük- gerektiğinden bahsediyor ve burada meditasyonun önemini vurguluyor -adam kendi reklamını yapıyor bir yandan-
''Sit your body down'' kısmında beynin ödül mekanizmasına değiniyor. Vücuduna sözünü geçir ondan sonra canının istediklerine sahip olma hakkı kazan diyor. Bunu yaparsan ; ''You are being defined by a thought'' yani bir fikir tarafından oluşmuş olursun, çevrendeki rüzgara göre yön değiştirmezsin diyor.
11.27 civarlarında vücudun o eski alışkanlıklara dönme isteğinden bahsediyor. Eğer vücudunuza söz geçirmeye başlamışsanız eski alışkanlıklara dönmek isteyen dürtünüzü farkedebilirsiniz diyor ve 12:00'a kadar disipline olmaya çalışırken vücudun eski alışkanlıkları nasıl hatırlattığını gösteriyor ''şu saatte şunu yapardım bunu yapardım'' gibi.
''It's no longer the mind, you are the mind'' derken vücudu eğittikçe aklınızın vücut/duygular olmadığını, aklın siz olduğundan bahsediyor. İnsanın parçacıktan dalgaya, maddeden enerjiye doğru gittiğini söylüyor (hacı'nın bahsettiği enerjisel mevzular olabilir ben bilmiyorum) ve vücudun/duyguların üzerinde söz sahibi olmayı ''Liberation of energy'' yani enerjinin kurtuluşu olarak tanımlıyor.
Son kısımda ''Those of emotions that keep us in the familiar past'' derken evrimsel davranışların/duyguların mahkumu olmanın bizi sürekli eski konfor bölgelerine yönlendireceğinden bahsediyor.
Genel olarak böyle anladım ben yanlışsam düzeltirsiniz beyler.
''Your Personality Creates Your Personal Reality'' yani diyor ki ''Kişiliğiniz neyse davranışlarınız o olur, davranışlarınız da kişiliğinizi etkiler veya oluşturur''. Burda davranışların kişiliği etkilediği kısmı doğru -iyi veya kötü- fakat onu oluşturduğu kısmı yanlış. Tcma şurada bahsediyor;
saçma seminerlere gidip kişisel gelişim kitapları okuyarak, kendinizi kasarak ve saçma sapan nlpcilerle konuşarak birkaç yıla alfa özellikleri kazanabilirsiniz... fakat, asla ''alfa'' olamazsınız...
Davranışları değiştirmeye çalışarak taklitten öteye gidemezsiniz, karakterinizi oluşturmuş olamazsınız.
Ardından çevrenin sizi nasıl bilinçsizce etkilediğinden bahsediyor. İnsanlarla kurduğunuz iletişim sizi duygusal bir bağ kurmaya itiyor; patronunuzla olan bu bağ onu karar verici bir mekanizma olarak kabul etmenize, düşmanınızla olan bu bağı nefret olarak kabul etmenize sebebiyet verdiğinden bahsediyor. Artı olarak insanların bir şeyler hissetmek için çevresine ihtiyacı olduğunu vurguluyor.
Burdan anladığım kadarıyla çevreden etkilenip/çevreye uyup evrimsel davranışların sergilenmesinden bahsediyor. Bu dışa bağımlılığın azaltılması için ise kişinin çevresinden etkilenmeyecek kadar güçlü olması -aklın güçlendirilmesi, duygulardan özgürlük- gerektiğinden bahsediyor ve burada meditasyonun önemini vurguluyor -adam kendi reklamını yapıyor bir yandan-
''Sit your body down'' kısmında beynin ödül mekanizmasına değiniyor. Vücuduna sözünü geçir ondan sonra canının istediklerine sahip olma hakkı kazan diyor. Bunu yaparsan ; ''You are being defined by a thought'' yani bir fikir tarafından oluşmuş olursun, çevrendeki rüzgara göre yön değiştirmezsin diyor.
11.27 civarlarında vücudun o eski alışkanlıklara dönme isteğinden bahsediyor. Eğer vücudunuza söz geçirmeye başlamışsanız eski alışkanlıklara dönmek isteyen dürtünüzü farkedebilirsiniz diyor ve 12:00'a kadar disipline olmaya çalışırken vücudun eski alışkanlıkları nasıl hatırlattığını gösteriyor ''şu saatte şunu yapardım bunu yapardım'' gibi.
''It's no longer the mind, you are the mind'' derken vücudu eğittikçe aklınızın vücut/duygular olmadığını, aklın siz olduğundan bahsediyor. İnsanın parçacıktan dalgaya, maddeden enerjiye doğru gittiğini söylüyor (hacı'nın bahsettiği enerjisel mevzular olabilir ben bilmiyorum) ve vücudun/duyguların üzerinde söz sahibi olmayı ''Liberation of energy'' yani enerjinin kurtuluşu olarak tanımlıyor.
Son kısımda ''Those of emotions that keep us in the familiar past'' derken evrimsel davranışların/duyguların mahkumu olmanın bizi sürekli eski konfor bölgelerine yönlendireceğinden bahsediyor.
Genel olarak böyle anladım ben yanlışsam düzeltirsiniz beyler.