Adalet

#1

Az önce başıma gelen ve hoşuma giden bir olayı paylaşmak istedim.
Su almak için otomatların oraya gittim, para attığım otomat dışa kapalı (su-cola vs ne kadar olduğu gözükmüyor) parayı aldı ama suyu vermedi, final haftası nedeniyle sömürülmüş haliyle -rip 75krş-. Neyse diyerek biraz daha uzaktaki açık otomata gittim, parayı attım numarayı bastım bu sefer 75 kuruşa iki su şişesi birden düştü. Tabi böyle olunca bir gülümseme geldi bana. İşte tanrı'nın adaleti de böyledir beyler, hiç şaşmaz. Başınıza kötü bir olay gelir, haksızlığa uğrarsınız, zulme uğrarsınız, böyle olunca ümitsizliğe kapılıp üzülebilirsiniz, ama hadid 22-23 'ü okursanız bilirsiniz ki her şey planlıdır, bu dünyada yaşadıklarımız sadece imtihandır, adalet er ya da geç yerini bulacaktır; herkes yaptığının karşılığını alacaktır, o zaman gelince kimseye zulmedilmeyecektir.

#2

Hadid 22-23'te
Yeryüzünde ve aranızda oluşan hiçbir şey yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta kayıtlı olmasın. Bu kuşkusuz Allah için çok kolaydır.

Bu, yitirdiğiniz bir şey için üzülmemeniz ve O'nun size verdiği nimetlerle de şımarmamanız içindir. Allah kendini beğenip övünenleri sevmez.

Yazıyor. Peki elimizden çıkanların suçlusu bizsek neden ümitsizliğe düşmeyelim ki? Her şey Allah'tan olsa da kötü bir şey bizden değil mi?

#3

Tabiki her şey tanrı'dandır ama yaşadığın olayın değerlendirmesi kim olduğuna göre değişir. Boş beleş misin? Hakikat yolunda mısın? Boş beleşler %99 altta yazacağım ilk seçenekteki olayları yaşarken hakikat yolundakilerin yaşadığı musibetler ikinci seçenektekiler gibi olur.
İki seçenek var. İlki senin kendi iradenle karar verdiğin olayların sonucunda başına gelenler, ikincisi ise elinde olmayan sebeplerden dolayı başına gelenler.
İlkine örnek olarak betaların hayatını verebilirim. Yaşadıklarının sorumluları tamamen kendileri, eğer seçimleri farklı olsaydı yaşadıkları da farklı olurdu. Eğer casinoya gidip kumar oynayıp bütün paranı kaybedersen bu tamamen senin suçundur, kaderim buymuş tanrı'nın kaderi diyemezsin.
İkincisi ise sen ne yaparsan yap engelleyemeceğin durumlardır. Örnek olarak bakara 214'e bakabilirsin. Orada bahsedilen şanlı insanların başına gelenler tanrı'nın imtihanıdır. Günlük hayattan örnek verirsem birisi ailesini trafik kazasında kaybederse bu bir imtihandır, ona düşen sabretmektir, aynı elçi yakub'un oğlu elçi yusuf küçük bir çocukken kardeşleri tarafından kuyuya bırakıldığında "artık benim için güzel bir sabır" sözü gibi.
Benim yazdıklarım tabiki ikinci duruma karşılık geliyor. Kendi elinden bir şey kaybedince de ümitsizliğe düşme, yaptığın hatayı fark et ve hatandan hemen dön. En iyi çözüm budur. Sonuçta biz insanız, değerimiz hiç hata yapmamaktan değil aklımızı kullanarak yaptığımız hatalardan ne kadar çabuk dönebildiğimizle ölçülür.