Çaba

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#1

Okunmamış mesaj

Abi en büyük eksikliğimi anladım. Merak duygumu yitirmişim. Başlarda gelişim iyi ilerliyordu, çünkü düşünüyordum. Özellikle şu entryde (http://www.incisozluk.com.tr/e/197057317/) olayı görebilirsiniz kısaca. Kabul ettiğim düşünceler hayatla örtüşmediği zaman bunun farkına varıp doğrusunu bulmaya çalışıyordum, "düşüncelerin çelişmesi" olarak ifade ettiğim şey bu aslında, olay düşüncelerimin iç tutarsızlığı değil, hayattan öğrendiklerimin önceden kabul ettiklerimle çelişmesi. Önceki kabullerimin hayatla örtüşmemesi yani. Neyse hocut. Zamanla bunu kaybetmişim işte. Hayat hakkında öğrenmem gereken daha çok şey var. Öğrendikten sonra da özümseme, bunu yazılımına kavratma meselesi var. Yani şey gibi düşün. Sınava girmeden önce konuları tekrar edersen de amına koyarsın sınavın ama sınavdan sonra unutursun. Asıl ve kökten çözüm konuları temelinden anlamaktır. Bunun gibi. İyice hakikatleri özümsemen de lazım. Bu da hem yaşayarak, gündelik olayları analiz ederek; hem de başlık okuyarak oluyor sanırım. Yani hakikatleri kendine tekrar ettikçe.

Başlığı hakkıyla okumuyormuşum, onu da fark ettim. yani okurken sığ kafaya giriyormuşum, detaylıca, nüanslarıyla birlikte düşünmüyormuşum. Tcma en mala anlattığı için sığ anlatıyor. Halbuki senin hayatta nispeten derin biri olarak bir konuyla ilgili tcmanın o sığ olarak anlattığı şeyin hangi konuyla ilgili olduğunu ve gerçekte nasıl olduğunu nüanslarıyla ve detaylarıyla düşünmen, böylece kendine gerçekleri tekrar ede ede özümsemen gerekiyor. Ayrıca, tam olarak kavrayamadığın, bir mantığa oturtamadığın şeyleri de gidip hayattan, hacıdan, betalardan öğrenmen gerekiyor. Hatta kavradıklarını da hayata, hacıya bakarak kontrol etmen gerekiyor. Gelişim böyle olacak bir şey. Hayatı anlamak böyle olur. Bizi bu yolda savaşabilecek adamlar yapacak olan, pişirecek olan bu. Optimum çaba/ödül, ne ekersen onu biçersin.