Üniversite tercihleri, iş hayatı, memur olmak

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#1

Okunmamış mesaj

http://kancik.sozlukspot.com/w/hayat%20felsefesi
https://www.theycallmealpha.com/112
http://kancik.sozlukspot.com/w/beyler%2 ... kal%C4%B1n

********************************************
“hayatın bir sınav mı ?
evet...
hayatın okulu bitirmek mi ?
evet...
hayatın meslek sahibi olmak mı ?
evet...
mesleğinde iyi bir yere gelmek isteyenler de var mı ?
evet...
hepiniz aciz piçlersiniz ve mutsuz bir şekilde geberirken beni hatırlayacaksınız.”
********************************************
“Milyoner olabilirsiniz, milyarder olabilirsiniz ; istediğiniz her şeye sahip olabilirsiniz…
Çünkü bunlar kolay olanlar…
Sistemin izin verdiği her şey kolaydır…”
********************************************
“Ne yaparsanız yapın ; sistemin izin verdiğinden öteye gidemeyeceksiniz.”
********************************************
"yani, bunlarla uğraşmaktansa kendinizi eve kapayıp sürüyle fem yayını alın (sınavı onlar hazırlıyor lan hah ti hah ti) ve öküz gibi çalışın.
bu kadar basit...
kendinizi soyutlayın ve çalışın.
hiçbir şey olamasanız, bir mühendis olursunuz ; elini sallasan mühendis zaten amk...
doktor da olabilirsiniz. (bu iş psikolojik olarak adam çökertir, arkadaşlarım yarrağı yemiş halde geziyorlar)
aslında kafanıza koyduğunuz ve çalıştığınız her şey olabilirsiniz.
bu, size yaratıcı'dan bir armağan...
yani, siktir olun gidin ders çalışın ; hayatınız mesleğiniz olsun.
bir kadınla evlenin ve sizi sevdiğine inandırsın sizi...
sonra boynuzlasın, bir alfaya versin ; siz geberene kadar bunu öğrenemeyin.
hayata amacınız olmadan bakın ; basit amaçlarla bakın.
amaçtan kastım lise öğretisi değil ; bir insanın amacı her zaman kendisini geliştirmektir.
sonuç olarak son nefesinizi pişmanlık içinde verin ve haykırarak geberin, yalnız bir şekilde...
ya da, yaratıcı'nın size armağan ettiklerini gün yüzüne çıkarmak konusunda size yardım etmem için, bana katılın."
********************************************

Beyler malum üniversite tercih zamanındayız ben de bu konular hakkında yazmak istedim.

Öncelikle şu başlıkta yazdıklarımın patladığını tecrübe ettim. Yani hem deli gibi üniversite sınavına çalıştıktan sonra yüksek puan alıp zor bir bölümde okuyup hem de hayatında yapmak istediklerin bölümden alakasız olunca buradaki durum “hem ayranım dökülmesin hem götüm sikilmesin” durumu oluyor. Yani bir söz vardı “hayatta bir boku olacaksın, her bir boku olmaya çalışırsan bir bok olamazsın” şeklinde çok doğru. Yani zaman kısıtlı, yapılması gereken çok şey var ; bu kısıtlı zamanda da amacınız dışındaki işlere haddinden fazla zaman harcadığınız zaman ne onu yapabiliyorsunuz ne öbürünü mal gibi kalıyorsunuz.

Burada yapılan iş profesyonelleşmek. Tcma’nın bıraktığı yazıları anlamak da profesyonelleşmenin temeli. Şunu söyleyeyim bir işte profesyonelleşmek demek bir ömrü feda etmek demek. Yani iki işte de profesyonel olamazsınız, ha yine olursunuz belli bir seviyede ama tek işle uğraşırkenki ulaşacağınız seviyeye asla iki işle uğraşırken ulaşamazsınız. Burada hangi işin ne kadar önemli olduğu konusu ortaya çıkıyor. Burada size en çok hangi iş fayda sağlayacaksa ona yoğunlaşmalısınız. Yani sen gidip hem “5-10 binden mühendisliq yazacağım sonra bölümde akademisyen olacağım veya özel sektörde kurumsal bir şirkette çalışacağım sonra da belki kendi şirketimi kurarım xd” hem de “ben önce öğreti’nin temelini anlayıp sonra bu uğurda birleşmiş diğerleriyle ittifak kurarak ömrümü bu işe adayacağım” diyorsan üzgünüm kanka öyle bir dünya yok. Zor bir bölüme girdikten sonra “ben okulu uzatırım, dersleri yaya yaya geçmeye oynarım sonra da devlete girerim” kafası da patlıyor beyler forum linkini attığım başlıkta bu durumda nasıl bir çözüm üretebilirim düşüncesiyle yaklaşmıştım ama olmuyor. Yani zor bir bölüme girince dersler de kümülatif oluyor, bir dersi çok anlamadan da olsa geçince onun bir üst dersi sizin çok anlamadan geçtiğiniz dersin üstüne inşa olduğu için önceden çalışmadığınız konulara da çalışmanız gerekiyor her türlü o konular size girecek yani. Linkini attığım başlıktaki gibi bir program yapıp aşırı bir disiplinle işleri yürütseniz bile olaylar hesapladığınız gibi olmuyor ders çok zor oluyor verdikleri ödev uzun sürüyor ister istemez stres oluyorsunuz sınavları geçmek için yaklaşık bir hafta önceden tüm gün çalışmak zorunda kalıyorsunuz derslerin iki vizesi oluyor dört ders olsa haftalarca çalışmak durumunda kalıyorsunuz enerjinizi boşa harcamış oluyorsunuz –ki verdiğim programı uygulamak bile baya zamanınızı harcıyor niye o kadar zamanı harcayacaksınız ki ne için?-. Yani tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor.

Şimdi “aqademisyen olurum xd” diyenler için akademi öyle hayallerdeki gibi –işte yunan filozofları felan başta yeşil taç üzerinde beyaz elbise elit tipler felan- bilim üretilmiyor. Genel olarak adam kayırmadan tutun her türlü katakullinin döndüğü, egoların tepiştiği bir yer –iki akademisyen kavgalıysa birinin asistanı diğer hocaya selam vermiyor mesela böyle durumlar var bu küçük bir örnek- sonuçta insanlar yani biri kimya, matematik vsvs profesörü oldu diye hastalıklarından arınmış olmuyor. Yani elbette kendinizi yetiştirdiğinizde size imkan sağlayacak yerler var ancak siz başka konuda profesyonelleşmek istiyorsanız burada işiniz ne?

Özel sektör konusunda da beyler kime anlatsanız anlatırlar durumu zaten ama bir örnek vereyim daha geçen gün konuştum anasını satayım makine mühendisi bir abiyle büyükşehirde kurumsal bir firmada çalışıyor dedi ki “1 yıldır çalışıyorum sabah 8 akşam 8, şu aralar biraz düzenleme oldu rahatladık sabah 8 akşam 6”, “doğru düzgün izin kullanamıyoruz yarım günlerde izinlerimizden çalıyorlar 14 günden 11’e düşüyor müdürlerin birikmiş 80-90 gün izni oluyor kullanmak isteseler kullanırlar ama iş var o iş bitmek zorunda izin alırsa ve iş gecikirse laf gelir”. Yani bir de stresi var mobbingi var bu işin. Mesela bir tanıdığım geçenlerde iki haftalık izne ayrıldı adamı tatile giderken yolda aramışlar “şu şehirde şöyle bir iş var gelsen” diye ve izinde olduğunu söylemesine rağmen 4-5 defa aramışlar farklı günlerde ikna etmek için adam tatile gittiği yeri söyleyememiş doğu’da düğüne gittiğini söylemiş tatil yaptığı yer çağırdıkları şehre yakın gider oradan alırlar onu diye ha bu çok kurumsal firmalarda yaşanmayabilir ama böyle bir zihniyet var çoğu yerde kanınızı emerler.

Ha bu akademi veya özel sektör olaylarında çok çok çok istisnai olarak iyi imkanlara ve çalışma koşullarına sahip olabilirsin senin asıl amacını olumsuz etkilemeyecek şekilde ama böyle istisnai durumlara sahip olma ihtimaline göre hayatını planlayamazsın.

Ha böyle söyledim diye para kazanmayacak mıyız, aç mı kalacağız? Elbette hayır geçimimizi de sağlayacağız ancak paranın, statünün köpeği olmayacağız. Bu nedenle hem rahat bir bölümde okuyup hem de imkanı olan için devlete girmek çok mantıklı bir seçenek. Diğer türlü sömürüleceksiniz, zamanınızı ve enerjinizi boşuna harcayacaksınız karşılığında alacağınız para, mevki, statü harcadığınız zamana ve enerjiye değmeyecek. Ha hayatta elbet zorluklar olur kolay-orta zorlukta bir bölüme geçseniz de arada zorlanabilirsiniz veya kpss’den yüksek puan almanız gerekir onun için de mücadele edersiniz ama bu işlerin köpeği olmazsınız durum bu yani. Şu entryi de bırakayım fikir almak için https://eksisozluk.com/entry/48011812

Ha siz bu tavsiyeleri tutmazsanız, "3-5 kuruş fazla kazanacağım, insanların gözünde kinq olacağım" kafasına girerseniz nolur? Hayat sike sike öğretir yaptığınızın yanlış olduğunu. Elbette herkesin kendi hayatına göre şartları değişebilir nüansları değerlendirirsiniz ancak bakış açısı bu yani. Umarım kazık götüne girmeden akıllanan olur, hatam varsa da gösterirsiniz.
Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#2

Okunmamış mesaj

Bazı şeylerin altını çizeyim dedim, eğer diyorsanız ki benim yeteneğim şunlar o nedenle şöyle bir oluşuma gidip orada çalışmak istiyorum böyle hizmet etmek istiyorum elbette kimsenin kimseyi tuttuğu yok herkesin kendi hayatına kimse garışamaz -tabi dünyevi boş beleşlikler -aman 3-5 bin daha kazanayım aman ilk 5 bine gireyim yoksa iş bulamam aman yaşam standartlarım yüksek olmalı aman toplumda itibarım olmalı- peşindeyseniz kazık götünüze girer o ayrı-.

Mesela üniversiteye hazırlanırken de “şimdi ben hayvan gibi çalışıp ilk 5-10 bine gireyim sonra rahat geçerim dersleri bana zaman kalır, mezun olunca da özelde maaşı iyi iş bulurum hem de kafam rahat olur vaktim bol olur” diyorsan bu durum çok çok büyük ihtimal gerçekleşmeyecek, sen bir bölüme hayvan gibi çalışıp girdiysen artık orada tutunmak için de bu performansını sürdürmen gerekir yani bu “şampiyonlar ligine katılayım grup elemelerinde rahat takılırım” demek gibi. O lige çıktıysan artık o lig standartlarında emek sarfetmek zorunda kalırsın etrafındakiler da hep yüksek puanlı olur, hocalar da bunu bilir ona göre sizi zorlarlar. İş hayatında da özel sektöre gir senin suyunu çıkarırlar hangi pozisyon olursa olsun –her pozisyonda yani ;);););)- ayak kaydırmalarla, ego tepişmeleriyle genel olarak stresle uğraşacaksın ne kadar yüksek makamda olursan da o kadar büyük sorumluluğun olur hayatın işin olur sistemin iyice kaşarı olursun. Bunların istisnası çok nadir gerçekleşir isteyen çalışan tanıdıklarına sorabilir, ekşiden felan insanların durumuna bakabilir mevkisi ve mesleği farketmez. Aklın varsa böyle düşük ihtimaller üzerine "ya olursa qnq xdxd" diyerek hayatını inşa etmezsin zaten. Şu da var "ben 5 bine gireyim sonra raad takılırım" kafasındaki biri bu zihniyetle o şekilde takılamaz çünkü zaten raad takılma mentalitesinde olsa "gideyim 5 bin yapıp marka okullara gideyim sonra da marka şirketler beni alsın" denklemlerine düşmez yani dersleri her zaman önemser ve kendisini bunlara bağlar, bunları önemli gördüğünden siktir çekemez ve raad takılamaz.

Başka konularda profesyonelleşmek derken sen başka işlerden hayata dair hakikatleri anlamaya ve böylece kendini iyileştirmeye yeterince zaman ayırmıyorsan burada işin ne? Menfaat için buradasın demektir. Yani hayatta bir şeyler yapmak için girmen gereken organizasyonun kardeşlik olduğunu düşünmüyorsan veya düşünsen de çabalamıyorsan burada olmanın anlamı yok ki. Bir organizasyonun ne üzerine serpildiği de bellidir yani askeri okul sınavına şınav çekemeyecek koşamayacak halde gelirsen okula alınmazsın. Bu nedenle insanın nelere yatkın olduğunu tespit edip ona uygun bir organizasyonda emek vermesi kendisi için en iyisi olur ama gidip hem onu yapayım hem bunu yapayım yok olmadı şunu da deneyeyim kafası patlayacaktır.

Tabi yine söyleyeyim mesela ailene bakmakla/destek olmakla yükümlü olabilirsin, kontrol edemeyeceğin şartlar seni eziyordur orası herkesin kendi bileceği iş, benim söylemek istediğim zorunluluklardan ziyade açlıklara kapılmakla alakalı. Kimseye sen şuraya git sen buraya git dediğim de yok zaten anlamıyorsan, durumdan bir çıkarın da olduğunu düşünmüyorsan fedakarlık yapmazsın.

Hatam varsa gösterirsiniz beyler.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık