İyiyim, iyisin, kötüler

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
belikebond
1. Nesil
Mesajlar: 201
Kayıt: 18 Haz 2018, 02:17

#1

Okunmamış mesaj

Çoğu kişi iş hayatında başarılı olmak için kendi menfaati hariç başka bir şeyim düşünülmemesi gerektiğini sanar. insanın kendisinin yükselebilmesi için etrafındaki kişilerin düşmesi gerektiğini zannederler. Ben kazanacaksam herkes kaybedebilir şeklinde bir mentalite vardır. Bunu özel sektör tecrübesi olanlar gözlemlemiştir. Her yer kendi çıkarından başka bir şey düşünmeyen sığırlarla doludur. Sonra bunların yaptığı saçmalıklar filan vardır
Kendisinden üst statüde bulunanlara peşkeş çekerken altlarına her türlü sindirme, ezme, aşağılamalarda bulunmak gibi. iş hayatı sektörde ful bu amcıklarla doludur. Bunlar zannederler ki bu şekilde bir profil izlersem, bana fayda sağlayan hariç başka hiç bir şeyi gözetmezsem işimde başarılı olurum saygınlık kazanırım vesaire. Fakat durum böyle değil. Hatta tam zıttı. Her yerde olduğu gibi meslek hayatında da iyileşmiş insanın yeri çok farklı. Hatta iyileşmiş, akıl sahibi bir insan 5 0 önde başlıyor diyebilirim. Özü saf olanın meslek hayatında sikilmesi, mal yerine konması gibi bir durum yok. insanların bundan ödü kopar mesela. iyilik yapınca enayi durumuna düşmekten, kandırılmaktan çok korkarlar. Açıkgözlü, tilki gibi olman gerektiğini aksi durumda insanların seni sikeceğini düşünüp öyle hareket ederler. Bu mantalitenin yaygınlığından dolayı da içinde ufaktan iyilik kırıntısı kalan insanlarda böyle hastalıklı sürü içerisinde zamanla yaygın görüşe uygun olarak davranmaya başlarlar. Anlayacağınız çoğunluğun sahip olduğu hastalıklı zihin yapısı aralarda kalan pıtırcıklarıda bir süre sonra kaşarlanmış sektör tilkilerine dönüştürür. Bu yazıda bunun yanlış olduğunu söylüyorum. Bu toplum tarafından avantaj sanılan gözü açıklıklık hali kişiye kayıp verdirmekten başka bir işe yaramaz ve sanılanın aksine başarıya da ulaştırmaz. -istisnalardan bahsetmiyorum- Kendi çıkarından kafasını çıkarıp verdiği hizmete odaklanan, yardımın desteğin anlamı anlamış, açlıklarını yenmiş ve gerçekten anlamı olan işlere hayatını adamış, kuran ahlakı olan insanlar asıl kazanan insanlardır. Sadece tanrının onayından, kurtuluştan bahsetmiyorum. iş hayatında da bu insanların bakıldığında ezici bir üstünlüğü var. -yine aynı şekilde istisnalar olabilir arınmış bir insansındır fakat departmansal olarak doğru işleri ortaya koyamayabilirsin felan.- Hangi iş olduğu farketmez istersen satış elemanı ol. Eğer ki insanın motivasyonları kendinden büyükse, ve yaptığı işi gerçekten insanlara hizmet vermek için, yardım etmek için, faydada bulunmak için yapıyorsa asıl bu insan alanında önde gelen ve saygıyı gören insanlardan oluyor. Kısa kesiyorum, gelmek istediğim nokta : Kur an ve bize nasıl yaşamamıza dair verilen emirler, edinmemiz gereken özellikler, bizi dünya hayatında alçaltmıyor, değerimizi eksiltmiyor, hayatımızı çekilmez hale getirtmiyor. Tam aksine bize değer katıyor, işlerimizin rast gitmesini sağlıyor, ömrümüzü doğru bir şekilde geçirmemize yardımcı oluyor.