Değişimin Asla Durmayacak Olması Üzerine

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#1

Okunmamış mesaj

Tcma'nın bahsettiği gelişimin durmayacağı konusunda fark ettiğim bir kaç mevzu var. Süreçlerden biliyoruz ki insanın daha üst düzey bir bilinç düzeyine geçmesi büyük bir emek istiyor. Her olumlu aktivite girişiminde olduğu gibi burada da bir dirençle karşılaşıyorsun. Reddetmek, büyüklenmek, yalanlamak, değerini azaltmaya ıkınmak gibi negatiflikler zihnin konfor alanını terk etmemek için refleksif verdiği tepkiler. Sosyal medyada, orada burada birilerini fanatik bir şekilde takip eden betaları ele aldığımızda neden negatif ve aşağılayıcı yorumlara ıkındıklarını anlayabiliriz. Çok uzağa gitmeye de gerek yok, başlık sürecindeki betaları da gözlemlediğimizde yaygaralarını açık şekilde görüyoruz, e zaten bu hergeleler her yerdeler. Anlatılanlar ufkun dışındaysa, kategorizeleştirme, karşı tarafı yaftalama, değersiz gösterme gibi türlü türlü negatiflikler saçmaya üşenmiyorlar. Neden? Böylelikle kendi eksikliğini kapadığını düşünüp rahatlıyor. Yoksa işine bakar yürürsün, klavye başında aportta beklemezsin yani. Eleştirdiğinde odağın karşı taraf olur, kendi mallığını bir süre unutursun. Hacı bahsetmişti betanın ışığı görüp çektiği acı hali hazırda fazla olduğu için bu acıyı azaltma amacıyla ışığı kapatmaya ıkım ıkım ıkındığını. Gizli hayranlık böyle bir olay işte. Aslında karşı tarafın önemli mevzulardan bahsettiğini, haklı olduğunu, pozitif iş yaptığını falan içten içe kavrıyor fakat kendi leşliği onu anlamaktan alıkoyduğu için götüm götüm takip edip bok atmaktan da kaçamıyor. İşte insanda ufak bir akıl kırıntısı varsa ve eşref saatinde de akıl sahibi birinin mücevherlerine maruz kaldıysa değişimin kapısı bir yerden açılıveriyor. Daha üst düzey bir bilişsel evreye ayağını attığında -bahsettiğim gibi zordur, doğru şartlar, altyapı, odunların belli seviyede dizilmesi gereklidir- ise geri dönüşü yoktur. O seviyedeki bilişsel hazza eriştiğinde eski primitif düzeydeki avamlıklardan zevk alamamaya başlarsın. İşte akıl kırıntısıyla başlığın momentumunu almış birisi için bu sebeple geri dönüş yok. Fıtratın gereği yetinmeyip bir sonraki basamağa doğru ilerlemek isteyecektir bir omegabeta yahut omega. Beta da elbette yerinde sayıyor, hatta çoğusu hastalığına hastalık katarak deliriyor. Tanrının saptırmak istediği insana kulun müdahalesi söz konusu bile değil. Bu sebeple başlığı okuyan sağlıklı bireyler eninde sonunda tcma'yı anlıyor ve kardeşliğe girmeyi arzuluyorlar. Tcma zaten o yolları çok önceden sağlıklı zihin yapısıyla geçtiği için, bir kültür içinde güç yeşertip toplumun sığlığına maruz kalmadan birbirini anlayan betalığın esamesinin okunmadığı bir kardeşlik kuruyor. Bu bilişsel evreye sağlık bir şekilde girmiş, bu kültürle yoğrulmuş insan bu yola istemsizce giriyor; başka türlü bir yanı ömrü boyunca eksik kalacak bu insanın çünkü. Ya toplum içinde yozlaşacak ve aklını zayıflamaya terk edecek, ya da mükemmel sürüyü hak etme yolunda mücadele edecek. Hacı diyordu hani bu insan kardeşlikte olmadığı sürece daima acı çeker diye. Acı burada doğru yolda çabalaması yönündeki pozitif motivasyonu sağlıyor. Acı olmaması için giderek pisliğin içine batması ve bunu da hissedemeyecek kadar duyarsızlaşması lazım. Kardeşlikten atılan birisi de bu sebeple büyük bir acıya mahkum kalıyor. Artık biliyor ki onca değişimin ardından eski zihin yapısına asla bürünemez fakat en derin arzularından biri de eksik kalmaya mahkum. Bu boşluğun başka türlü bir kapanma yolu da yok. İşte bu acıya ömür boyu katlanmak istemediği için biz gerizekalılara sabırla Bilal'e anlatır gibi detaylıca her şeyi açıklayarak 500 sayfa yazıp klavye üstüne klavye eskitti hacı. Bir yanlışım varsa lütfen düzeltin, doğrum varsa da faydalanın. Barış ve esenlikle.