Middle Ground : A kişisi mutlak olarak iyi birisi olsun. Sen A kişisiyle karşılaşıyorsun. Sonra görüyorsun ki bazı kişiler A kişisinin iyi birisi olduğunu, bazı kişiler de A kişisinin kötü olduğunu söylemişler. Eğer ki sen aklınla A kişisinin ürünlerini değerlendirerek kişinin iyi mi kötü mü olduğunu keskin bir şekilde ayıramıyorsan diyorsun ki ‘’ya A kişisi aslında şöyle şöyle iyi birisi ama şu şu özelliklerinden dolayı da kötü birisi.’’ Ürünleri düzgün değerlendiremediğinden dolayı iki düşüncenin ortası bir yolu benimsemeyi ve bunun doğru olduğuna inanmaya eğilim gösteriyorsun. Buna da middle ground safsatası deniliyor.
Başlıktan Örnek:
*Adam doğru söylüyor, yazdıklarına bir şey demiyorum, iyi yazmış ama bu egoist, manipülatif, cinsiyetçi, küfürbaz, ergen, çıkarcı, kendini beğenmiş, şizofren, manik depresif bir insan olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Ürünleri düzgün bir şekilde değerlendiremeyenler ilk önce tcmaya bazı krediler verip sonrasında eğip bükmeye çalışırlar. Tcma iyi yazmış, hitabet yeteneği de iyi amaa… diye başlayıp sonrasında çarpıtan, yaftalama yapılan cümleler bu safsatanın bir örneği.
Appeal to Authority: Herhangi bir delil olmadan otoritenin aldığı kararı veya sunduğu düşünceyi doğru olarak kabul etmek.
Başlıktan Örnek:
*Aha adam silik yedi beyler ben demiştim size bu adamı takip etmeyin diye ahahahahah
Tcmanın moderatörler tarafından silik yemesinden sonra betalar sahip oldukları düşünce yapısı bir de otorite tarafından desteklenince zevkten dört köşe olmuşlardı. Sanki otorite bir karar aldıysa o karar mutlak doğrudur şeklinde dayatmaya çalışmışlardı. O dönem muhtemelen birçok kişi de şüphe duvarlarına çarpmıştır ‘’ulan bu adam yoksa düşündüğüm biri gibi değil mi’’ tarzında, sırf otorite’nin (bu durumda moderatörler) kararından dolayı.
Başka bir örnek olarak covid olaylarında hükümetin veya kesinlikle hepimizin iyiliğini isteyen ilaç şirketlerinin kararlarını/ürünlerini sorgulayanlar linç edilmişti. Bazen otoritenin sadece otorite olması insanları hizada tutmaya yetiyor yani ekstra bir propagandaya gerek yok, otorite ne derse doğrudur.
Ad Hominem: Kişinin argümanını, kişinin kişiliğine/kendisine saldırarak etkisiz hale getirmeye çalışmaktır.
Başlıktan Örnek:
*16 yaşında assassin creed’den etkilenmiş bir ergeni mi takip ediyorsunuz ahahahaha
*inci sözlükte yazan birisi mi hayatınızı değiştirecek ahahahahah
Ortada koyulan ürünleri çürüten bir delil yok gördüğünüz gibi. Tamamen kıskançlıktan doğan iftiralarla kişinin ‘’değersiz, önemsiz’’ biri olduğu empoze etme çabası.
Argument from Incredulity: Kişinin argümana inanamaması veya anlamamasından dolayı argümanın yanlış olduğunu iddia etmesi.
Başlıktan Örnek:
*Tcma’nın sırf insanlara yardım etmek için, eğlenmek için, dost bulmak için bu kadar emek verdiğine inanamıyorum o zaman Tcma bu yazıları başkasından kopyalamıştır ve popüler olmaya çalışıyordur.
*Bu yazılarla hayatı değişen varsa yalan söylüyordur… benimki değişmedi de sizinki nasıl değişebilir!??
Kişi eğer ki bir davranışı, işi, argümanı kendi iç dünyasında anlamlandıramıyorsa o davranışı,işi, argümanı yalanlar veya kendi hayal dünyasından bazı sebepler uydurarak anlamlandırmaya çalışır.
Safsatanın iyice pekişmesi için çok gerekli olan video: https://www.youtube.com/watch?v=gzdDsueERC4
Ad Hoc Rescue: Kişinin argümanı çürütüldükten sonra dahi diretmeye devam etmesi.
Başlıktan Örnek:
*‘’bir şey anlatmıyor sadece vaat veriyor’’ çürüyünce ‘’ red pill’den araklamış’’ o da çürüyünce ‘’ya adam güzel yazıyor da sizi köle edecek’’ minvalinde daldan dala atlamak Ad Hoc Rescue oluyor.
Elçi Musa ve firavun olayında firavuna delillerin apaçık belli olmasına rağmen hala daldan dala atlaması bunun bir örneği yine. ‘’Gücü ele geçirmek istiyorsun’’, ‘’büyücüsün’’, ‘’bu büyücüler senin adamın aslında şehirden çıkartmak istiyorsun’’ şeklinde sürekli bir reddetme hali Ad Hoc Rescue. O yüzden çürütme/açıklama betalar için yapılmıyor, onlar her türlü bir dal bulmaya devam edecekler, çürütme/açıklama düzgün bir şekilde sorgulama kırıntısı gösteren insanlara yardımcı olmak için yapılıyor.
Appeal to Fear/Emotion, Argument by Emotive Language : Karşıdaki kişide bazı duyguları harekete geçirerek istenilen bir davranışı, düşünceyi empoze etmeye çalışmak.
Başlıktan Örnek:
*‘’ben onlara inanıyorum , onlar bu işi başaracak bende öyle senin sorunun , artık sana eskisi kadar ihtiyaç kalmaması sen , içlerindeki ateşi yaktın ama ateşi onlar büyütecek sen degil , önünde egilmeleri onları ışıga ulaştırmayacak aksine daha çok karanlıga gömülecekler senin gölgen altında alfa olmak isteyen kardeşlerim ;bagımsız olun, güçlü olun, özgür olun .gelecek yakında, sadece birbirimize destek olmamız gerekiyor daha çok şey ögrenmek için mükemmel benliklerimize ulaştıgımızda inanın bana aşagısından baktıgınız my7 nin aşagılık tavırlarını göreceksiniz . sizi nasıl ezdigini , özgüvenlerinizi cekip ellerinizden aldıgını sizi sömürdügünü göreceksiniz. elimizde bu işi yapmak isteyenlerin bir arada oldugu bir çevre var fakat herkes tutuk kimse yeni fikirler üretemiyor herşeyi my7 den bekliyor’’
Bunu ben yazmadım, kancık sözlükten bulduğum canlı kanlı bir safsata örneği. Gördüğünüz gibi iki gram aklıyla insanların duygularını harekete geçirip saptıracak güya. Ortada hiçbir argüman yok, hiçbir delil yok sadece boş hava gazı var. Betaların harekete geçirmeye çalıştığı duygu değişebiliyor, örneğin ‘’sizi köleleştirecek’’ vızzığında karşıdaki kişilerde korku duygusu harekete geçirilmeye çalışarak saptırma deneniyor, ‘’my7 ‘ye ihtiyacınız yok kardeşlerim beraber yapabiliriz’’ minvalinde sıçmıklarda cesaretlendirme/gurur duyguları, ‘’bi ergeni mi takip ediyorsunuz yavv’’ vızzıklarında suçluluk/utanç duyguları… Akla dayalı bir delil olmayınca evrimsel olaylara oynamaya çalışıyorlar kısacası.
Soyut fikirlerden kaçınmak ve duygulara hitap etmek kitleyi gütmek için temel prensiplerden birisi.
Argument By Repetition: Bir argümanı aynı şekilde veya ufak değişikliklerle sürekli tekrar gündeme getirerek doğruluğunu kabul ettirmeye çalışmak.
Başlıktan Örnek:
* yazıları incideki başka bi yazardan araklamış
*red pillden araklamış.
*pick up kitaplarından araklamış.
*Bu bilgileri zaten internette araştırsanız bulurdunuz.
‘’ Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa yalana devam edin. Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar. Aynı yalanı sürekli tekrarlamak, o söylemin nereden geldiğini unutturur ve insanların kendi fikri gibi benimseyip savunmasını sağlar.’’- Joseph Goebbels, Nazi Almanya’sının Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı.
Jumping To Conclusion: Olayın detayını bilmeden hüküm vermek, peşin hüküm.
Başlıktan Örnek:
*Aha ben ışığım ben yolum dedi kendini peygamber ilan edecek.
*Aha dişilere aciz dedi adam cinsiyetçi beyler
*Aha kitap yazacam dedi kesin bizi kullanıp atacak
*Aha assassin dedi creed dedi kesin oyundan arakladıklarını yazıyor
Zihin algıladığı her şeye anında etiketler yapıştırmaya çok müsait bir yapı. Bizim bireyler olarak aklı güçlendirerek bu yapıyı itaate almamız bir sorumluluk.
Notable Effort: Bir kişinin ortaya koyduğı emekten etkilenerek onun düşüncelerinin doğru olduğunu veya onun yaptığı işin doğru olduğunu kabul etmek.
Başlıktan Örnek:
*Hacı o kadar yazı yazmış abi, adam demek ki doğru söylüyor.
*Tcma o kadar boy boy yazmış abi hitabeti de iyi, ben katılıyorum dediklerine.
Ortaya koyulan emek miktarı bir işin asil olup olmadığı konusunda bir turnusol değildir. Bu dünyada herhangi bir şeyi yapmak istiyorsan her türlü emek koyman gerekiyor zaten. Önemli olan ne yaptığını ne için yaptığını akıl ile sorgulayarak doğru amaç yolunda emek koyman.
Oversimplified Cause Factory: Bir davranışı/argümanı desteklemek veya ayağa düşürmek için olayları/sebepleri basite indirgemek.
Başlıktan Örnek:
*Bu adam madem bu kadar şey biliyor inci’de ne geziyor abe
*Bunları niye beleşe anlatıyor? Demek ki bi menfaati var, kaçın beyler
*Kendilerine itaat etmeyini atıyorlar abe
*Hacı tcmayı anlatıyor niye? Çünkü hacı aslında tcma.
*Bu millet tcma nick6’nda niye yazıyor ellam?? Aha buldum bunlar tcma’nın feykleri
‘’Akıl zayıflığı’’ işte bu tarz safsataları/mantık hatalarını yapmak sonra da farkına varamamak oluyor. İnsanın bu tarz denklemlerden kurtulabilmesi için bilinçli olarak emek vermesi lazım. Akli yetenekler kendiliğinden gelişen şeyler değiller.
Poisoning the Well: Rakibine daha söz hakkı gelmeden bazı saldırılar yaparak ona söz hakkı geldiğinde söyleyeceklerinin diğer insanların üzerindeki etkisini azaltmaya çalışmak.
Başlıktan Örnek:
Beta: Tcma sen kötüsün pissin kakasın. Şimdi bunları dedim diye kesin bana da anan filan yazarsın umursamaz ayaklarına yatarsın.
Tcma: Anan.
Beta: Gördünüz beyler işte böyle bi adam bu cevap veremeyince anan yazıyo hemen.
Mantık çok basit, saldıracağın kişi daha argümanını sunmadan, onun söyleyebileceği bazı şeyleri tahmin ederek aşağıla, iftira at. Sonra da kitle seni geleceği tahmin etmişsin gibi görsün ve illüzyonuna kapılsın. Başlıkta birçok defa görürsünüz.
Psyhcogenetic Fallacy: Alakasız bir psikolojik sebebi, kişinin argümanlarını zayıflatmak için kullanmaya çalışmak.
Başlıktan Örnek:
Tcma: Anneniz sizi niye sevdi? Hormonlarından sevdi yoksa yüzünüze bakmazdı. Ben mükemmelim ben yolum ben ışığı…
Beta: Aha beyler kesin annesiyle ilgili çocukluk travması var.
Beta 2: Bak tavrı nasıl da değişti hemen, kesin manik depresif bu adam.
Kitlenin gözünde bu tarz psikolojik tespitler etkileyici olabiliyor. Sanki bu tespitleri yapan kişi bilirkişiymiş gibi bir algı uyandırabiliyor. Oysa bir tane psikolojik hastalık ismi alıp alakasız bir insana yaftalamak gayet basit bir süreç. 1400 yıl önceki insanlar bile kullanmışlar bu tekniği.
Rationalization: Kişinin kendi eyleminin/argümanının asıl sebebini gizli tutup daha güçlü gözüken sebepler sunmaya çalışarak, sunduğu argümanı/davranışı hem kendine hem de diğer insanlara daha kabul edilebilir hale getirmeye çalışması.
Başlıktan Örnek:
Beta: Beyler ben sizin iyiliğinizi istiyorum bu adamın bir şey bildiği yok, ona sempati duymayın artık yeter.
Translation: Beyler köpek gibi kıskanıyorum adamı, daha fazla dayanamıyorum lütfen onun kötü biri olduğuna inanın artık da bu ızdırap bitsin.
Yapılan davranışın gerçek motivasyonları kişi tarafından değiştirilerek yapılan işi meşru kılma çabası. Çoğu zaman bu durumda kişi kendisine de yalan söylüyor, bazı durumlarda daha azılı betalar sırf kitleyi bükebilmek için bilinçli bir şekilde de yapabilirler.
Selective Attention: Sunulan davranışın/argümanın sadece belli kısımlarına odaklanıp geri kalan detayları görmezden gelerek davranış/kişi/argüman hakkında hüküm vermeye çalışmak.
Başlıktan Örnek:
Tcma: Dişiler umursanmaya değmeyecek aciz varlıklardır. (aşamalı eğitim)
Beta: Cinsiyetçi, kadın düşmanı, mizojinist.
Veya tcmanın küfür ettiği yerlere odaklanarak ‘’küfür etmekten başka bir şey yaptığı yok’’ demekte bunun bir örneği.
Strawman Fallacy: Kişiyi/davranışı/argümanı realiteden koparıp kendi hayal dünyanda bozuk bir dizayn vermen, sonra da o bozulmuş kişinin/davranışın/argümanın üzerinden karşıt argümanlar sunarak çürütmeye çalışman.
Başlıktan Örnek:
Tcma: Beyler metin2 indirin, sözlü olarak anlatacaklarım bittiği için online oyun aracılığıyla sözsüz eğitim alacaksınız.
Beta: Alfa olmanın tek yolu ergen gibi metin2 oynamaktan geçiyor yani ahahahaha oyun bağımlısı olmak ne zamandan beri insanları alfa yapıyor??
Gayet basit, argümanı al, eğip bük sonra da eğip büktüğün argümanı çürütmeye ıkın. Sonuç olarak çürüttüğün tek şey yine kendi zihninde oluşturduğun, gerçeklikten koparılmış argüman oluyor. Yani realitede hiçbir şey çürümüyor, değişmiyor.
Şu video fikir verir: https://www.youtube.com/watch?v=k-rE03PGQfA
Ben sadece bazı safsataları aldım, daha birçok safsata var, bakmak istiyorsanız yabancı kaynak olarak: https://www.logicallyfallacious.com
Türkçe olarak wikipedia’nın açıklamaları fena değil, türkçe başka sitelerde vardır illaki rahatça bulursunuz araştırmak istiyorsanız.
Kitap olarak da çok araştırmadım ama Tevfik Uyar Safsatalar kitabı baya tek tek açıklamış sanırım bazı safsataları, okumadım, uzaktan iyi duruyor, meraklısı bakabilir.
