Boş yapmak

Kardeşler birlikte durur ve sorunları birlikte aşarlar.

Moderatör: Co-Moderatör

sag ayakla gir kardo
Çaylak
Mesajlar: 2
Kayıt: 18 Mar 2018, 23:04

#1

Okunmamış mesaj

İyi günler. Bu boş yapmak konusu benim kafamı cidden kurcalayan bir konu ve hâlâ tam olarak oturmamış yerler var. Mesela gün içinde arkadaşlarımla muhabbet ederken, çokça boş yapmak dediğimiz şeyi gerçekleştiriyorum. Mesela muhabbet esnasında alakasız veya komik olmayan bir espri geldi aklıma. Direkt yapıyorum ve yapmadan önce hiç 'acaba gülmezler mi? gülmezlerse rezil olur muyum' diye bir düşünce olmuyor, karı-kız muhabbeti olduğunda yeri geldiğinde liseliler gibi muhabbet çeviriyorum. işte, 'şu kadınla beraber olmak için ne yaparsın' tarzı muhabbetler. Yani cidden kafam bozulmadığı sürece, pek ciddi kalamıyorum. Genelde konuşurken sürekli gülesim, kahkaha atasım geliyor, arkadaşlarıma şakayla karışık takılıyorum.

Tabi ki yeni tanıştığım insanlara hemen bu şekilde davranmıyorum. İlk etapta ciddiliğim var lakin bu süre kısa. Bazı insanlar ilk 2-3 hafta karşıdakine belirli bir mesafede dururken, eğer kanım ısınırsa tanışma faslından sonra o insanla sanki 40 yıllık arkadaşımmış gibi sohbet ediyorum. Haddini aşma durumu söz konusu olursa ya araya mesafe koyuyorum ya da küsküyü o an veriyorum. Genelde bunun ilk aşaması araya mesafe koymak oluyor, küskü verme durumu sınırı cidden aşarsa gerçekleşiyor. küskü derken, şiddet değil.

Şimdi bu ön bilgi kısmını aktardıktan sonra aklıma takılan yere geleyim. Tcma'nın yazısında ciddi olmakla ilgili bir bölüm olduğunu hatırlıyorum ve burada da ciddi olmanın gerektiğiyle ilgili birkaç yazı gördüm. Aynı zamanda kişinin içinden geldiği gibi davranması gerektiğini de biliyorum. Eğer ortada konuşulması gereken ciddi bir konu yoksa veya karşımdakinin ciddi bir şekilde anlattığı konu bana saçma geliyorsa ciddi kalamıyorum. Tamam içimden geldiği gibi davranıyorum fakat o insanla o günkü muhabbetimiz bittiğinde, akşam acaba arkamdan 'ne boş yaptı yahu yalak herif' demiş midir falan diye düşünüyorum. her ne kadar insan kaybetmekten korkmasam da bu düşünceler aklımın bir köşesinde yer alıyor. Eskiye nazaran daha az olsa da.

Ayrıca arkadaşlarımla birbirimize küfürlü bir şekilde hitap ettiğimiz de oluyor. Açıkçası küfrü gün içerisinde ağız alışkanlığı olarak çokça kullanıyorum. Ben kullandığım için haliyle karşımdaki de kullanıyor. Karşımdakinin art niyetli olmadığını görebiliyorum lakin, 'şimdi bu bana küfürle hitap ettiği için acaba ipleri elimden kaçırmış mıyımdır?' diye düşündüğüm de oluyor.

uzun bir yazı oldu. bu konu hakkında ne yapmam gerek? Dediğim gibi yeni tanıştığım insanlara, karakterlerine göre bir hal takınıyorum lakin önünde sonunda o ciddiyetim kayboluyor. Bu bir handikap mıdır?
Kullanıcı avatarı
legoprofesoru
1. Nesil
Mesajlar: 42
Kayıt: 10 Nis 2018, 15:46

#2

Okunmamış mesaj

Küfür etmeyi en alt düzeye indir kanka. Muhattabın boş bir konuyu ciddiye alıyorsa sen de alacaksın diye bir kaide yok ama saygısızlık yapmaya da gerek yok. Dinleyip fikrini belirt ve konuyu değiştir derim. Ayrıca adam değil sen boş yaptığını düşünüyorsun. Boş yaptığına inanıyorsan yapma bu kadar basit. Aklımıza gelen her düşünce doğru değil,her espri komik değil. İç sesini dinle ve ölçülü davran. Alttan üstten kırparak, insanların yargılarını tahmin ederek sağlıklı bir iletişim kurulmaz dostum.
Kullanıcı avatarı
Echo
1. Nesil
Mesajlar: 13
Kayıt: 22 Mar 2018, 15:24

#3

Okunmamış mesaj

Bence atladığın bir nokta var. Senin içimden geliyor dediğin şey belkide gerçek karakterinin bir yansıması değildir. Yani atıyorum çocuklukta bir travma yaşamışsındır ve o travmanın sonucu olarak da sosyal ilişkilerinde coşuyorsundur kontrolsüzce. Bir açlıktan doğuyor olabilir ya da dışlanmışlıktan falan, bunu en iyi sen bilebilirsin. Kısaca benim tavsiyem "içimden geldiği gibi davranıyorum" düşüncesinin üzerine gitmen. Mesela bende insanlardan sıcaklık gördüğüm zaman hemen şımaran bir insanım ve bendeki bu şımarma/coşma durumunu çocukluğumda ne aileden ne de diğer sosyal çevrelerimden hiç ilgi görmememe bağlıyorum.

Başlıktaki ciddiyet olayı da bence şöyle oluyor. Şimdi bizlerin kendi sosyal çevreleri akılsızlar, betalar, kendinin zerre farkında olmayan insanlar, en iyi ihtimalle omega-beta tarafından oluşuyor. Yani bu insanlar düşünemiyor ve tamamen duygularıyla hareket ediyor. Senin yapman gereken ise herkese karşı, ne muhabbet olursa olsun bir şekilde soğukluk hissettirmen gerekiyor. Karşıdaki kişi, arada hep bir mesafe olduğunu bilmeli. Bunun dozunu sen ayarlamak zorundasın. Bunu yapma sebebin ise diğer insanların bir çoğu leş olduğu için senden görecekleri bir sıcaklık onları hemen azdıracak. Bundan sonra olacak olan şeyler ise şunlardır; seni artık sallamayabilir, ortamda seni küçük düşürmeye ıkındırabilir, seni kullanmaya çalışabilir falan.

Boş muhabbet içinde şunu söyleyebilirim. Dediğin gibi o kadar boş muhabbet yapıyorsan sıkıntı. Bu muhabbetleri siklememen lazım. Tahminimce bu kadar boş muhabbet yapıyor olmanın sebebi herhangi bir uğraş alanın yok. Ne spor yapıyorsundur ne Kur'an okuyorsundur doğru düzgün, belkide hiç yapmıyorsundur. Ya da seni geliştirecek herhangi bir şey. Günlük hayatına çeki düzen ver. Yapılacaklar listesi çıkar, ona uymaya çalış falan.

Umarım yardımcı olabilmişimdir ve seni kıracak bir şey söylememişimdir. Kolay gelsin şimdiden.
Kullanıcı avatarı
fika
Sürgün
Mesajlar: 43
Kayıt: 20 Mar 2018, 15:05

#4

Okunmamış mesaj

Karşı tarafın ne duşunduğunu tahmin etmekle alakalı bir durum. Tcma oğretisinin temel amacı iplememek.

Bu iplememeyi sindirmek uzun bir zaman alabilir. Kısa da olabilir. Kişinin travma ve hastalıklarına gore değişir. Hiç mi iplemeyecek kıvama geleceğiz? evet. Sadece bir hedef doğrultusunda pozisyon almanla alakalı bir durum var. Mesela iş yapacaksındır o kişiyle, o zaman iyi bir gozlem gerektirir. Fakat birebir karşında olunca yine alfana bırakman lazım olayı. Çunku çoktan ona kodlamışsındır ön sağ loba. Hedef ve amaçlar için biraz betası uçuk kişiler için bu gerekli. Mesela betası uçuk nedir? Piçozun egosu tavandır. Akıl yoktur o ayrı konu tabi ama mesela sen tam rahat olamamışsındır alfanda, o gelir seni ezer. O yuzden uyanık kalmak zorundasın. Bu normal hayatta olmaz. Ozel sektorde ust duzeysel ve ya devlette inisiyatif konumundaysan işler bu durumlar.

Arkadaş yanında kendin olduğun zaman iplememe full atraksiyon yardırabilirsin. Çunku sen çoktan onu kafanda konumlandırmışsındır. Geri planda onun ve ya onların hakkında duşunecek kadar zaman harcıyorsan temelinde buyuk problemler devam ediyor demektir. Alfanın serbest kalması ilk amaç olmalı. Sonrası bu sorular aklına bile gelmeyecek.
sag ayakla gir kardo
Çaylak
Mesajlar: 2
Kayıt: 18 Mar 2018, 23:04

#5

Okunmamış mesaj

Echo yazdı: 20 Nis 2018, 21:41 Bence atladığın bir nokta var. Senin içimden geliyor dediğin şey belkide gerçek karakterinin bir yansıması değildir. Yani atıyorum çocuklukta bir travma yaşamışsındır ve o travmanın sonucu olarak da sosyal ilişkilerinde coşuyorsundur kontrolsüzce. Bir açlıktan doğuyor olabilir ya da dışlanmışlıktan falan, bunu en iyi sen bilebilirsin. Kısaca benim tavsiyem "içimden geldiği gibi davranıyorum" düşüncesinin üzerine gitmen. Mesela bende insanlardan sıcaklık gördüğüm zaman hemen şımaran bir insanım ve bendeki bu şımarma/coşma durumunu çocukluğumda ne aileden ne de diğer sosyal çevrelerimden hiç ilgi görmememe bağlıyorum.

Başlıktaki ciddiyet olayı da bence şöyle oluyor. Şimdi bizlerin kendi sosyal çevreleri akılsızlar, betalar, kendinin zerre farkında olmayan insanlar, en iyi ihtimalle omega-beta tarafından oluşuyor. Yani bu insanlar düşünemiyor ve tamamen duygularıyla hareket ediyor. Senin yapman gereken ise herkese karşı, ne muhabbet olursa olsun bir şekilde soğukluk hissettirmen gerekiyor. Karşıdaki kişi, arada hep bir mesafe olduğunu bilmeli. Bunun dozunu sen ayarlamak zorundasın. Bunu yapma sebebin ise diğer insanların bir çoğu leş olduğu için senden görecekleri bir sıcaklık onları hemen azdıracak. Bundan sonra olacak olan şeyler ise şunlardır; seni artık sallamayabilir, ortamda seni küçük düşürmeye ıkındırabilir, seni kullanmaya çalışabilir falan.

Boş muhabbet içinde şunu söyleyebilirim. Dediğin gibi o kadar boş muhabbet yapıyorsan sıkıntı. Bu muhabbetleri siklememen lazım. Tahminimce bu kadar boş muhabbet yapıyor olmanın sebebi herhangi bir uğraş alanın yok. Ne spor yapıyorsundur ne Kur'an okuyorsundur doğru düzgün, belkide hiç yapmıyorsundur. Ya da seni geliştirecek herhangi bir şey. Günlük hayatına çeki düzen ver. Yapılacaklar listesi çıkar, ona uymaya çalış falan.

Umarım yardımcı olabilmişimdir ve seni kıracak bir şey söylememişimdir. Kolay gelsin şimdiden.
hayır kıracak bir şey söylemedin, kibarlığın için teşekkür ederim. sıcak davranma durumum, seninkiyle benzer bir dışlanma sebebine dayanıyor olabilir ama emin değilim tabi sonuçta olaylar herkeste farklı sonuçlar verebilir. lisenin ilk yılları dışlanma konusunda zorlu geçmişti ama insanlar hakkında güzel tecrübeler edinmeme de faydalı oldu. ve uğraş konusunda da haklısın. şu anlık herhangi bir uğraş alanım yok. kur'an da okumuyorum. bir şeyin çok faydalı olacağını bilmene rağmen o ilk adımı atmazsın ya bazen, o ilk adımı atsan gerisi çorap söküğü gibi geleceğini de bilirsin ama bir türlü başlamazsın. kur'an olayı şu an tam öyle benim için.

diğer arkadaşlara da tavsiyeleri için teşekkür ederim.
Kullanıcı avatarı
Echo
1. Nesil
Mesajlar: 13
Kayıt: 22 Mar 2018, 15:24

#6

Okunmamış mesaj

Öncelikle rica ederim. Sıcaklık görme sonucu coşma sebebini en iyi sen analiz edebilirsin, bunun üstüne iyice kafa yor hatırlatayım dedim tekrardan. Çocukluk anılarını düşün ve EFT yap. Eft ne diye sorarsan detaylı anlatacak kadar bilmiyorum ama araştırabilirsin. Kabaca geçmiş travmaları tedavi etmede kullanılan bir yöntem. Yıllarca birikmiş duygusal sıkışıklıkları/yoğunlukları atmana yardımcı olur. Araştırman için tavsiye olarak da NICK ORTNER - EFT ile Mucizevi İyileşme kitabını ve Barış Muslu’nun videolarını öneririm. Son olarak boş işlere kayma mevzusu benim de en büyük problemim ve bu sorunumu çözüme kavuşturmak için çabalıyorum. Ama bu sorunun en temelinde olan şey "içsel arzunun/amacının" gerçekten hakikate kalibre olamamasından kaynaklanıyor(bende böyle en azından). İçsel arzunun dünyevi boş işlerle dolu olması ile ilgili. İçsel arzunun neden dünyevi işlere kaymış olduğu ise kişiseldir ve kendin bulmak zorundasın. Bu sorunumun nedenlerini, sorunu çözerken yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı falan yazdığım bir kaç yazı paylaşacağım aralıklı şekilde. Bu konuda da oradan faydalanabilirsin.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık