Zorunlu Çevrede Takılmak

Kardeşler birlikte durur ve sorunları birlikte aşarlar.

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#1

Okunmamış mesaj

Beyler bazı derslerde 6-7 kişilik gruplar oluşturuyor hoca bir iş için ve verilen işi yaparken muhabbet falan ediliyor yani istesen de istemesen de. Böyle durumlarda suçlu gibi hissediyorum yani o betamsı menfaat dolu grubun içerisinde normal taşağına takılsam bile gün sonunda canım sıkılıyor, ''boku bokuna muhabbete girdim o menfaat çukurunda vakit geçirdim'' vs. diye.
Normal zamanlarda zaten nadir takılıyorum diğer insanlarla yani kütüphanede birisi denk gelir, yemekhanede karşılaşmış oluruz anca öyle. Fakat böyle uzun süreli zorunlu olarak bir yerde durunca böyle hissediyorum, kendi değerimi siktiğimi düşünüyorum ama arka planda aklıma vesveseler de geliyor, inceden ego bastırıyor ; ''Bu adamlarla takılacak adam mısın sen, dışardan aklı olan birisi görse seni de mal zanneder'' gibisinden.
Bir de böyle grup olunca verilen işte karışık bir şey olunca organize edecek birisine ihtiyaç oluyor, başlarda hiç takmadım baktım bir sik çıkmıyor ortaya, düşük not alıcaz heybeden, organize ilerlemek için falan diğerleriyle daha çok muhabbet etmeme sebep oldu bu da ilk yazdığım hisleri daha da besledi. Yani yarrak gibi bir grubun sorumluluğu üzerime kaldı yani yoksa yapan yok keşke çalışkan bir zamqi olsa da halletse işleri. Neyse beyler öyle bir yazayım dedim fikirlerinizi bekliyorum.
Kullanıcı avatarı
Sokratesin Sakali
1. Nesil
Mesajlar: 52
Kayıt: 23 Mar 2018, 21:19

#2

Okunmamış mesaj

Şimdi kanka zorunlu çevreden kaçmak pek mümkün değil. İllaki seni buluyor, işteysen işte, okuldaysan okulda. Bu kaçamayacağımız bir şeyse -buradan gidin avamlarla kumki olun, akın gibi bir anlam çıkmasın. Zorunlu durumlardaki iletişimlerden bahsediyorum, hellsbells'in ödev örneği gibi- , bu konuda pişmanlık duymak saçma . Yani bakkaldan ekmek almak için de bakkalla iletişim kurman gerek. Bu durumda pişmanlık duyar mısın, elbette duymazsın. Olayı bunun gibi düşün. O ödevi yapmak için grupla çalışman gerekiyorsa, iletişim kurman da doğal bir sonuçtur.- zaten zorunlu çevrede havadan sudan muhabbet etmek aşırıya kaçmadığı sürece bir problem değil - Durumu faydana kullan. Bak bakalım ortada yapılması gereken bir iş olduğunda kitle nasıl hareket ediyor, nerde bireysel çıkar güdüp, şark kurnazlığı yapıyor. Tanı yani avam dediğimiz insanların düşünce yapısını, hareket şeklini. Bu durum sana hizmet etsin. Sorumluluk konusunda da gerekirse alırsın. Lakin yükü sana taşıtmaya çalışırlarsa -iyi niyeti suistimal-, siktiri çekersin. Ayrıca kanka kafana takma aklı olan birisi dışardan görünenle zanna pek düşmez .- burda tam emin değilim , belki de düşebilir , aklının seviyesine bağlı -
Sonuç olarak kanka, durumu gözeterek abartmadan iletişim kur. Bunun için de pişmanlık duyma , hangimizin zorunlu çevresi seçkin insanlarla çevrili ki .

Not : O kötü hissetme hâli belki de enerjisel bir durumdur , bilemiyorum.
Kullanıcı avatarı
belikebond
1. Nesil
Mesajlar: 201
Kayıt: 18 Haz 2018, 02:17

#3

Okunmamış mesaj

Bencede kaçamayacağımız bir olay. Süreci lehimize çevirip, anlayışımızı geliştirmek ve en az zararla kapatmak tek seçenek gibi duruyor.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#4

Okunmamış mesaj

Şurayı okuyunca aklıma senin konun geldi kanka,
etrafında deney yapabileceğin birçok beta ve dişi elbette vardır ; kullan onları, bunun farkında dahi olmasınlar.
Hani hacıtyler da bahsediyordu en avelinden de aklı olanından da bir şey öğrenmişti nickaltına girdiği vakitlerde, hatta tcma'nın da bunu yaptığını attığı en mal betadan bile bir şey öğrendiğini söylemişti. Tabi o tcma biz tcma'nın yaptığını yapacak seviyede olmasak bile kendi seviyemizde deneyler yapabiliriz.

Zorunlu çevre hakkında [mention]Sokratesin Sakali[/mention] 'in dediğine katılıyorum, bir yere kadar kaçamazsın bundan. Ayrıca seni anlıyorum bu ünideki grup işleri kadar da sikik bir olay yok. Her adamın dersten, okuldan, hayattan motivasyonu farklı fakat ortak bir hizmet yapmanız talep ediliyor. E burada suistimal etmeye yeltenecek betalar illa ki olacak.

Şimdi bu zorunlu çevredeki akılsızlarla akıl düzeyinde ilişki kurmamak gerektiğini zaten hepimiz biliyoruz. Burada tcma'nın ve hacı'nın vurguladığı onlardan bir şey öğrenmek kısmına odaklanmak gerekiyor, yani deney yapma kısmına. Dışarıdan bakan bir gözün seni yargılayacak olmasına hiç takılma çünkü akıl ligi dışındakilerin görüşleri hiçbir şey ifade etmiyor. Akıl ligindeki adam da nüansları bilmeden senin hakkında asla hüküm vermeyeceği için hiç ama hiç kuruntu yapmaya gerek yok. İşte burada ya bu adamlarla mı takılıcam aq ben sendromu devreye girdiğinde dünyada yaşadığını ve şartların her zaman lehine olmayacağını, senin bu şartları lehine çevirecek akıl düzeyine sahip olduğunu kendine hatırlatırsan o suçluluk duygusunu aşabilirsin.

Nasıl deney yapılır bunu ben bizzat deneyimlemediğim için yalnızca fikir verebilirim. Yem atarsın mesela ve davranışlarının nasıl değiştiğini gözlemlersin. Şu milyoner görevini yaptığımda insanların parayı nasıl kazandığımı hiç umursamamaları beni hayrete düşürmüştü. Ya da para mevzusunu açtığımda herkesin nasıl kasım kasım kasıldığını gözlemlemiştim. Hacı da beta olduğunu anlamak için yalandan bir sır ver ve sonra onla tartış bunu yüzüne vurup vurmayacağını kontrol et demişti. İşte hayal gücüne bağlı olarak elde ettiğin bir başarıdan bahsedersin ve bakarsın sırtlan gibi kıskanıyor mu yoksa içtenlikle mutlu mu oluyor? Ya da tam tersi çok kötü bir olay yaşadığını anlatırsın ve tepkilerini gözlemlersin. Din mevzusunu açarsın ve insanları neyin güttüğünü neye göre kararlarını verdiklerini anlarsın gibi gibi. Aklıma şu an bunlar geldi fakat çok daha iyileri senin aklına gelir eminim. Kısacası akılsızlarla bir şey öğrenmek için tek çaremiz deney. Özel anılarını, gerçekleri onlarla paylaşmak zorunda asla değilsin.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık