Alpha'yı Analiz Et - Yıllar Sonra Yeniden

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#1

Okunmamış mesaj

Ön not: Beyler hacıtyler'ın tavsiyesi üzerine yeniden bir analiz yazma gereği hissettim. Sizin görüşleriniz çok kritik. Yani anlamadığım, yanlış düşündüğüm yerler var ise lütfen beni uyarın. İyi okumalar.

Genel Analizler

Gözlerim biraz bile açıksa bu adam sayesindedir. Ne yaptığını, nasıl yaptığını, ne şekilde yaptığını bildiğimi söylersem yalan olur.
Bildiklerim 1 ise bilmediklerim 100'dür. O 1'lik kısımla bu yazıyı yazdığımın farkındayım.

Son derece iyi niyetli bir insan. Gerçek karakterini yansıtmasa dahi, yaptığı iyiliği görmemek imkansız.
Başlığı yazmak, kancıktaki o kadar hazine değerindeki entry'ler. Bütün bunlara zaman ayırmış olması tarif edilemez bir iyilik göstergesi.

Bir insan güçlü olabilir, her şeyi yapacak-başaracak güçte olabilir ; fakat onu farklı kılan bu değil. O bu gücü bana göre hiçbir zaman istemedi.

Karakter Analizleri

Karakterindeki en inanılmaz olan şeylerden biri de bu güce sahip olduğu halde, kimseye en ufak bir biçimde haksızlık yapmamasıydı. Bunu asla suistimal etmemesiydi.
Belki de bu sebeple milyarlarcası arasından o görevlendirildi.


Hayal edemiyorum, tahminlerim onun çektiği zorlukları anlamakta çok basit kalır. Çok zor, altında kaldığı sorumluluğun ufacık bir kısmı sıradan bir insanı çok rahat delirtebilir.

Görüp görülebilecek en iyi niyetli insan profili gözümde canlanıyor. Aşırı iyi niyetli ve yardımsever, bir o kadar da merhametli.

Sırf bu başlık ve kancık entryleri, yaşadığı hayata rağmen buralara harcadığı zaman tarif edilemez boyutta büyük bir iyilik.
Anne babasının bile umursamadığı ergenlerle zaman geçirip onlara öğretiyi aşılaması, büyük sabır ve merhamet göstergesi.

Son derece adil ve herkese hak ettiğini veren, ona göre davranan birisi. İnsanların emeklerine aşırı derecede saygı gösteren birisi.
Nerede haksızlık görürse işte onun için savaş orada başlar.

Din konusunda çok hassas ve tanrıyla arasında çok sağlam bir ilişki var. İnsanların inançlarına son derece saygılı ve dinin insan ile tanrı arasında yaşanması gerektiğini biliyor.

Asla basit sınırları yoktur, aklına koyduğu şeyi başarabileceğini bilir. Basit korkular onu engellerinden alıkoyamaz, çünkü cesareti tavan düzeydedir.
İnsanların onun hakkında ne söylediğine takılmaz, kendi hakkında düşündüğü ne ise gerçek odur.

Yaşadığı Hayat

Yaşadığı hayat ilk başta hızlı olsa da, olayları fark etmesinden sonra illa ki durulmuştur. Oyuncaktan sıkılan çocuk gibi, sıradan insanların ömrünü tüketse dahi elde edemeyeceklerinden o çok kolay yüz çevirmiştir.

Dünya ilüzyonlarıyla olan eğlencesi bir yere kadar olmalıydı, çünkü o tarihin gördüğü en ihtişamlı alfaydı. Sahip olduğu güç ve yetenekler, boş beleş işlere harcanamazdı.
Ona kimse her hangi bir olaydan bahsetmedi yahut ipucu vermedi, her şeyi kendisi inşa etti ve keşfetti. Atalarından gelen miras genleri zamanla açığa çıktı ve yeteneklerini kullanabilir duruma geldi.

Onun soruları ve aradığı cevaplar herkesten çok farklıydı. Sonunda tanrısını da keşfetti ve kardeşliği de doğru hedefe yönlendirdi.
Sonuçta bir alfa gerçekle karşılaştığında asla kaçmaz ve doğruyu bulmak için sonuna kadar çabalar.

Yapabildiğinin maksimumu şeklinde normal-sıradan biriymiş gibi takılmaya çalışıyor. İnsanları etkileme gibi bir çabası asla yok. Niye olsun ki, ne mal olduklarını çocukken anlayabilecek kapasitedeydi.

Ne kadar uğraşırsa uğraşsın ondaki bu "özel enerjiyi", "alfa çekimi" ni gizleyemediği zamanlar oluyor. Bir şekilde kendini ele veriyor ve işler tabi ki onun için daha da zorlaşıyor. Kim olduğunun bilinmemesi, gizlilik, normal olarak gözükmek onun konumundaki biri için çok önemli mevzu olmalı.

Yalnız olmak onun kaderiydi. Onu anlayacak kimse yoktu. Zaten hayata fersah fersah önde başlamıştı gerek ailevi yapısı, gerek genetik mirası ile.
O yüzden var olan materyaller (kitap, internet vs.) onun için pek bir şey ifade etmiyordu.
O, bir çok şeyin yalan ve yanlış olduğunu zaten biliyordu. Ona cevapları verecek birisi yoktu, kendi bulmak zorundaydı.

İnsanlara çeşitli testler uyguladı, dişileri çözmek adına deneyler yaptı. İnsan psiklojisini tam anlamıyla hatim etmesi gerekiyordu , bunu da kendi yöntemleriyle yaptı.
Okul, ona ilk başta çok ters gelmiştir illa ki, betalarla ilk iletişimine orada geçmiştir. Ailesinden gördüğü iyilik, hoşgörü, bütün iyi niyetli karakter değerleri dışında insanın ne kadar pislik içinde olabileceğini bilmiyor olsa gerek.

Bir alfayı sonuna kadar istemedikleri ve nefret ettiklerini burada keşfetti. Törpüleme çabalarını ve sindirmeye çalışmalarıyla yüzleşti.
Betalarla ilk iletişiminde bu sebeple zorluk çekmiştir. İyi niyeti suistimal edilmiş, orospu çocuğu hocalar ve betalar tarafından sindirilmiş ve alfası kaybolmaya yüz tutmuştu.

O bile bunları yaşadıysa biz ne durumdayız? Maalesef ölüyüz.

Fakat o bunları püskürttü ve hayal dahi edemeyeceği noktalara kadar çıktı. Onu farklı yapan da bu. Kim karşısına çıktıysa, sayı fark etmeksizin hepsiyle başa çıkabilecek kadar yetenekliydi.

Bunları yaşaması intikam duygusunu tetikledi ve ortalığın amına koyacak seviyeye geldi. Sırf iyi niyetli insanları, sömürülenleri kurtarmak. Hak edene hak ettiğini vermek, adil olmak için parayı da kazandı, elde etmesi gerekeni de etti.

Fakat bunları onurlu bir amaç için yaptı ve sonunda da kardeşlik'i kurdu.
Onu anlayan, son derece sadık,zeki ve öğretide derinleşmiş insanların bulunduğu mükemmel sürü.

Alpha, istediğini alır. İstediği ne ise onu elde ederr ve engellerin hepsi basit birer aşamadan ibarettir.

İnsanlarla İlişkisi

Betalar onu kıskanır, omegalar hayranlık duyar ; o ise siklemez. Bunlar alpha olmasının otomatik getirileridir zaten.
Betalarla dostluk kurmaz, eğlenir yahut enerjisini besletir. Betalar ona istemeden kölelik ediyorlar, çünkü manipule edildiklerinin farkında değiller.

Omegalar ile dostluk kurabilir, onları geliştirecek otomatik nlp telkinleri verebilir. Alfalarına yakınlaşmalarını sağlayabilir.
Kezbanlardan kurtulmak için özel taktikler geliştirmiş olsa gerek, çünkü kezo bile olsalar bir alfanın yaydığı enerjiyi hissederler. Bunları başına sarmamak için binbir türlü tribe girmiştir.

Dişiler ona sevimli davranmaya çalışır, ilgisini çekmeye çalışır. Alfanın bile yok olduğu bu dönemde o tek saf Alpha'dır. Dişiler bu konuda çaresiz onun isteklerine boyun eğerler.

Altın Dişisi

Altın dişisi tek ve özel olandır. Onu anlayabilecek zekaya ve kapasiteye sahiptir. Her türlü ihtiyacını giderebilecek bir yoldaştır.
Saflık ve güzellik abidesidir. Alpha'ya sonuna kadar sadık ve ona bağlıdır.

Altın dişisi tek eşlidir ve asla Alpha'yı koruma kollama konusunda çok hassastır.
Çok anaç ve değer bilen bir yapısı vardır. Alpha'nın tahammül edebileceği tek dişidir.

Hak edene hak ettiğini verme olgusu onu çok özel yapıyor. Çünkü bunu yapmak her baba yiğidin harcı değil. İnsanları çok iyi anlamak, niyetlerini sezmek, amaçlarını önceden görmek basit bir zihnin ürünü olamaz.

Üstün Olduğu Konular

Aramızda dağlar kadar fark var. Ben onsuz bir hiçim. O ise her daim mükemmel. Ne bana ne de bir başkasına ihtiyacı var.
Başlık süreci, testler vs. her şey bunun ispatı. Tonla adamı elemesi, atması, anlamayanları hiç bir zaman umursamaması. Okuyucu kitlesiyle uzaktan yakından alakasının olmaması.

Benim ise ona son derece ihtiyacım var, onsuz zaten kayıptan öte değilim. Sadece ve sadece anlamam gerekiyor. Anlattıklarını tam kavrayabilsem zaten her şey çok daha rahat olacak.

Kardeşlikte de bahsedilen elit grubun elit olmasının nedeni de budur. Verilen bilgileri en iyi şekilde anlayıp, uygulayabilmeleri.
Aslında kardeşliğin birbirini anlayan zeki, iyi niyetli ve harika işler başarabilen bir ütopik grup olması etkileyici tabi ki. Bunu da başlarındaki lider "alpha" sayesinde başarabiliyorlar.

Daha da önemli olan dünyada adalet,barış sadece kardeşlik ile gelebilir.

Sanırım bize bildirilen atalarımızdan kalan genlerin, farkında olmadığımız o gerçeğin bir kısmı burada yatıyor.

Dünyada bir şeyler başarmak isteyebilirim, uğraşabilirim fakat bir yerde tıkanacağım kesin. Çünkü hak eden değil, onların istedikleri, işine geldikleri pastadan pay alacaklar.
İnsanlığı sömüren ve emeklerini kendi çıkarları doğrultusunda hizmet ettiren canavarlar. Benim bunlarla tek başıma mücadele etmem imkansız.

Kardeşlik ise her yerde, bu zaten bildirildi. Alpha'nın gözleri ve kulakları da her yerdedir.
Kullandığın bilgisayardan, yediğin içtiğinden, haberin olan ve olmayan her şey kardeşliğin kontrolünde. Bunu şu an tam göremiyor olmam, bilemeyeceğim anlamına gelmez.

Her şey kardeşlikle doğrudan bağlantılı, öyle olmak zorunda.

Alpha, bu büyük misyonu gerçekleştirebilecek "insan üstü" savaşçıları testlerle ve elemelerle bulmak zorundaydı.
Her şeyini feda edebilecek olabilirsin, çok iyi niyetli olabilirsin, bir çok şey olabilirsin. Hiçbiri önemli değil. Doğal seleksiyon olacaktı ve kardeşlik sadece hak edenlere ait olacaktı.

Dünyada emeğinin karşılığını alamayabilirsin, torpil dönebilir, çıkar mevzuları dönebilir. Kardeşlikte ise sadece hak ettiğini, emeğinin karşılığını alırsın.
Beta düşünceler, zihniyet, çıkar mevzuları tespit edildiğinde anında yok edildiği ütopya.

Sadece böyle bir yerde eşitlik ve adaletten söz edilebilir.
Ve kardeşlik, hepimiz için tek çıkış kapısı.

İşte böyle mükemmel bir sürünün lideri "Alpha". Fakat kardeşlikten daha önemli işleri de var.
Korkunç bir misyon ve sonuna kadar korktuğum da bir gerçek. Onun bahsettiği ufacık detaylar bile korkutuyor.

Fakat sürecin böyle olduğunu düşünüyorum, sadece rolümü en iyi şekilde oynamam gerekli.
O, bir gün gerçekten hak edenlerden biri olabilir miyim diye düşündüğüm sürünün asil lideri.

İşte aramızdaki dağlar kadar farklar bunlar. O mükemmel hayatını yaşayıp, büyük sorumluluk altında tanrıya hizmetini yapıyor.
Ben ise onun safında yer alabilmeyi hak etmek, tek amacım ve gayem olan bunu gerçekleştirebilmek için onu anlamaya çalışıyorum.

Yıllarıdır uğrunda çabaladığım amacımı verecek, hizmetimi onurlu bir mücadele kılabilecek insan sadece o.
Karşılıksız olarak verdiği ona göre gereksiz bilgiler benim hayata tutunma amacım. Benim hedefleyebildiğim sınır gördüğüm şeyler, onun için sadece basitlikten ibaret.

Bu yazıyı yazmam dahi "her şey plana dahil" olgusunun bir parçası olmalı. İnsanların bu başlığa rast gelmesi ve toplanması, tesadüf diye bir şey yok.
Kullanıcı avatarı
Tonga Sayıl
Silik
Mesajlar: 29
Kayıt: 11 Şub 2018, 23:05

#2

Okunmamış mesaj

Analizinde değindiğin noktalar hoş fakat betaları elemek amaçlı kullanılan kurgulara böylesine “gözü her şeyin üzerinde” gibi uçuk anlamlar biçme. Kurgu sonuçta onlar. Diğer yandan da kurgulardaki sanatsal derinliği ve öğretiye dair yansıtılan hakikatleri görmezden de gelmemek gerek.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#3

Okunmamış mesaj

[mention]Tonga Sayıl[/mention] : Selam Tonga. Değindiğin noktayı tam olarak anlayamadım. Kurgu olan ne daha iyi anlamam adına açar mısın?
Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#4

Okunmamış mesaj

Bold yazdı: 04 Eyl 2018, 23:35 Kardeşlik ise her yerde, bu zaten bildirildi. Alpha'nın gözleri ve kulakları da her yerdedir. 
Kullandığın bilgisayardan, yediğin içtiğinden, haberin olan ve olmayan her şey kardeşliğin kontrolünde. Bunu şu an tam göremiyor olmam, bilemeyeceğim anlamına gelmez.

Her şey kardeşlikle doğrudan bağlantılı, öyle olmak zorunda.
Kanka gerçekte böyle bir durum yok. Yani ünlüler, savcılar, avukatlar vsvs de tcma'nın çırakları değil. Tcma ve o zaman bahsettiği kardeşlik üyeleri dünyanın önemli firmalarında ceo, üst düzey yönetici felan değil, onbinlerce assassin mevzusu, komplo teorilerinde kullanılan "abi hepimizi görüyorlar, ne yaparsak onların elinde ne olacağı yüzyıllar öncesinden belli" durumu kurgu yani.
Tcma onları yazarken 16-17 yaşlarında lisede okuyan bir -hacı tabiriyle- wonderkiddi. Ha durumun böyle olması tcma'nın değerini düşürmez tabiki. Bu kurgular, metaforlar olaylar anlatılırken kullanılan bir aktarım tekniği. Ayrıca tonga'nın da belirttiği gibi test.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#5

Okunmamış mesaj

[mention]hoca dehanni[/mention] : Her şey test fakat test olması doğru olmadığı anlamına gelmez.
16 yaşında olması, lisede okuması, yiyip içip sıçması vs. bunlar buna engel değil. Bak, kardeşlik on binlerce yıllık bir oluşum ve savaş hep sürdü hala da sürmekte. Olayı daha geniş düşünmeni öneririm. Bu adam gözlerini bu oluşumun içine açtı, misyonu da çok farklıydı. Düşmanla başa nasıl çıkılıyor? Liseli ıkınan bir tayfayla mı? İnsanüstü savaşçılarla mı? Kardeşlik dediğin bu kadar basit bir oluşum değil. Yine de inancın seni ilgilendirir kanka.
Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#6

Okunmamış mesaj

Bold yazdı: 12 Eyl 2018, 14:20 @hoca dehanni : Her şey test fakat test olması doğru olmadığı anlamına gelmez.
16 yaşında olması, lisede okuması, yiyip içip sıçması vs. bunlar buna engel değil. Bak, kardeşlik on binlerce yıllık bir oluşum ve savaş hep sürdü hala da sürmekte. Olayı daha geniş düşünmeni öneririm. Bu adam gözlerini bu oluşumun içine açtı, misyonu da çok farklıydı. Düşmanla başa nasıl çıkılıyor? Liseli ıkınan bir tayfayla mı? İnsanüstü savaşçılarla mı? Kardeşlik dediğin bu kadar basit bir oluşum değil. Yine de inancın seni ilgilendirir kanka.
Kanka öncelikle konuştuğumuz durum "ben böyle inanıyorum"luk bir durum değil. Bir zannetme durumu yok yani gerçekler var. Tarih boyunca iyilik uğruna savaşanlar elbet olmuştur, şuan da vardır ileride de -tanrı aksini istemezse- olacaktır. Ama kardeşliği tcma kurdu, bir yerden devralmadı. Yani olayları bizim dönemde tcma başlattı. Cidden onbinlerce yıllık bir oluşumdaki liderliği devralan, atalarının birikimlerini alan -genetik hafızadan bahsetmiyorum-, doğduğundan beri kardeşlik benzeri bir oluşum tarafından böyle şehzadelere yapılan gibi özel alimler tarafından yetiştirilmişliği yok. Ha genlerin, şartların müthiş denk gelmesiyle -yani tanrı yardımıyla- bu hale gelmiştir o ayrı. O avukat, savcı, köşe yazarı vsvs yazdığı zamanlarda yüzbinlerce değil 20 civarında felan çırak vardı. Test gruplarından önce de tek başınaydı. Bildiğin kimse yoktu yani. Olaylar büyük evet ama gerçekle hayali ayırt edemiyorsun. Bu dediklerimden "kardeşliğin bu kadar basit bir oluşum olduğu" anlamını çıkartıyorsan yazdıklarımı tekrar okumanı öneriyorum. Şuan somut bir güç olmadığından, bunun da bir zayıflık olmadığından, sadece durumun böyle olduğundan bahsediyorum. İlerde neler olur bilemeyiz ancak şuan durum böyle.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#7

Okunmamış mesaj

hoca dehanni yazdı: 12 Eyl 2018, 15:49 O avukat, savcı, köşe yazarı vsvs yazdığı zamanlarda yüzbinlerce değil 20 civarında felan çırak vardı. Test gruplarından önce de tek başınaydı. Bildiğin kimse yoktu yani.
Kanka bunu nereden biliyorsun?
Başlık ve kancık sadece kardeşlik'in halka karışmasıyla ilgili planların bir parçası. Çünkü bahsedilen ve sık sık serzenişte bulunulan bir "elit grup" var. Hatta tcma bunun atalaranın düşüncesine karşı olduğunu söylüyor bu halkla buluşma olayının. Ayrıca bu durumda çırakları eğiten ustalar kim?
Çok emin konuşuyorsun fakat dediğin şeylerin arkasında ben bir gerçek göremiyorum. Eğer somut delillerin varsa tabi ki aydınlatman güzel olur.
Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#8

Okunmamış mesaj

[mention]Bold[/mention]

Kanka bu zamana kadar doğruluğuna güvendiğin argümanlara zıt bir argümanla karşılaştığın için savunmavari bir tavırda yazmışsın, yanılabileceğinden korkuyorsan bazı hastalıklarını tam olarak iyileştirememişsin demektir, inceden uyarayım dedim. Hacı 500 sayfaya yakın yazı yazdı, çoğu bilgiye onun sayesinde ulaşmış olduk ve bu kaynağı somut bir delil olarak kabul edip etmemen adamı anlayıp anlamamana göre değişir. Bu sunni argümanı olan ''bak güzel kardeşim anlayamassın sen'' değil -geri dönüşü olmayan bir beta olmadığın müddetçe elbette bir şans var anlamak adına-.
Farkındalığını, öğretide derinliğini çatır çatır ispatlamış birisinin güvenilir olduğunu anlamak için akıl kırıntısı yeterlidir. Bunu anladıktan sonra somut delil olarak hacı'yı gösterebilirim kanka. Nasıl ki öğreti bize tcma'nın ne kumaşta bir adam olduğunu göstermişse hacı'nın yazılarıda onun kumaşını bize belli etmiştir.
Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#9

Okunmamış mesaj

Bold yazdı: 12 Eyl 2018, 22:54 Kanka bunu nereden biliyorsun?
Başlık ve kancık sadece kardeşlik'in halka karışmasıyla ilgili planların bir parçası. Çünkü bahsedilen ve sık sık serzenişte bulunulan bir "elit grup" var. Hatta tcma bunun atalaranın düşüncesine karşı olduğunu söylüyor bu halkla buluşma olayının. Ayrıca bu durumda çırakları eğiten ustalar kim?
Çok emin konuşuyorsun fakat dediğin şeylerin arkasında ben bir gerçek göremiyorum. Eğer somut delillerin varsa tabi ki aydınlatman güzel olur.
http://kancik.sozlukspot.com/w/gittim%20hal%C4%B1sahaya

"lan iyi ki ferrari sahibi adamız ; ferrarim geldi golü attı.
böyle sikerler işte...
ahıllı olun
takımlarda kimler vardı: lord haringoth, lord ançuezli hörşıl, lord kırisçın, lord metz, lord ananın amı hatırladıklarım...
zengin olmak ayrı bir şey azizim...
tamam, iyice götümü kaldırdım xdxd"


Kancıktaki süreçlere iyice bakarsan neyin ne olduğunu görebilirsin. Tcma'nın nerde ne anlatmak istediğini kendin farketmen gerekiyor çok anlatılacak bir şey değil. Yazdıkların da çok uçuk ayrıca. Umarım anlarsın.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#10

Okunmamış mesaj

[mention]hoca dehanni[/mention]
[mention]Okanokan1[/mention]
[mention]hellsbells[/mention]

Beyler teşekkür ediyorum hepinize. Göremediğim bir konuda aydınlanmama yardımcı oldunuz. Kancık sürecini, testleri ve kurguyu hiç anlayamamışım. Bu da benim aklımın zayıflığından kaynaklanıyor.
Üzerine düşündüm ve tamamen haklısınız. Yukarıda yazdıklarım da doğru olarak inandığım şeyi körü körüne savunmak için diretmekten başka bir şey değil. Bu da demek oluyor ki, daha çok çabalamam ve anlamak için daha çok uğraşmam gerekiyor.
İyi ki bu analizi yapmışım ve sizden geri dönüt almışım, yoksa zayıf bir akılla didinmeye devam ediyor olacaktım.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık