Karar Vermek

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#1

Okunmamış mesaj

Beyler genel olarak aklı güçlendirip, hastalıkları iyileştirince öğretiye dair gerekli çoğu şeyi anlayabiliriz ve bu rektifiyelenmiş zihin yapısı ile hayatı daha iyi anlar ve akabinde daha büyük bir amaca hizmet edebiliriz. Bu mesele başlık, kancık yazıları ve hacının tespitleri ile ortaya çıkmış bir gerçektir.
Burada değinmek istediğim nokta aklı güçlendirip, hastalıkları aşınca gerekli her şeyi patır patır otomatik yapmayı beklemenin çok abzürt oluşu. Forumda çoğu açıklama: ‘’Aklı güçlendirip, hastalıklarını aşarsan şu şu meseleleri halledersin’’ minvalinde oluyor ilk cümlemde yazdığım gibi. Böyle yazınca tam olarak hacıyı vs. anlamamış birisinin aklına şunlar gelebilir: ‘’Ben aklı güçlendiriyim, hastalıkları aşıyım sonrasında otomatik akarım zaten’’. Ama mevzu böyle değil, hayatın her anında kararlar var. Aklı güçlendirip hastalıkları aşmandan sonra elde ettiğin meziyet sağlıklı kararlar verme yetisidir. Şuan da kararlar veriyoruz, başlıktan öncede verdik bir ömür boyu vereceğiz ama ısrarla aklı güçlendirip, hastalıkları aşmaktan bahsedilen şey düzgün kararlar alabilmek. Doğruyla yanlışı duygularınla, açlıklarınla güdülmeden farkedip doğruyu seçebilmen. Bu otomatik olan bir şey değil. Mesela tcma’nın karşısına çıkan çok güzel omegabeta kız örneğini düşünün tcma o kızı aklı güçlü olup, hastalıklarını iyileştirdiği için otomatikman başka güçler tarafından mı eledi? Hayır, düşündü ve doğru olmadığını gördü ve kararını verdi. Aklı güçlü olduğu için, hastalıkları maksimum derecede iyileştirdiği için neyin doğru neyin yanlış olduğunu farketti, kararına duygularını, iblisin vesvesesini karıştırmadı.
Ayriyetten aklı güçlendirmenin ve hastalıkları aşmanın ne olduğunu öğrenmek için hacı'yı okursanız iyi olur. Birden fazla parametreye bağlı kompleks bir süreç olduğu için birkaç cümleyle açıklamak yeterli olmaz.

Velhasılı böyle bir açıklama yapma gereği hissettim, hoş bahsedildi bunlardan ama hem kendim pekiştirmek hem de kafasında hala soru işareti olan birileri varsa onları aydınlatmak için yazmış bulundum. Eğer yanlış düşündüğüm bir yer varsa belirtin lütfen.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#2

Okunmamış mesaj

Güzel bir açıklama eline sağlık. Kendimce ufak bir şeyler eklemek istedim. Otomatik olacak demek, bizden başka bir güç ya da sorumlu bir şeyi devralacak demek değildir. Farkındalığın yüksek olacağı için doğruyu yanlışı daha rahat ayırt edip, nihai kararları daha sağlam vereceğindir. Mesela spor yapmanın akıl ve vücut sağlığı için gerektirdiği önemi kavramış,özümseyebilmiş insan için antrenman yapmak acı verici olsa bile zevklidir. Fakat motivasyonu daha sığ düşünceler (kızları etkileme,kas yapıp takdir kazanma vs.) olursa, çevresel etkiler onu bu yoldan kolayca alıkoyabilir. Spora gitmesi için pozitif çevresel dönütlere,onay ve takdire ihtiyacı olur. Bunları alamadığı takdirde de düzenli spor yapamaz. Fakat özümsemiş ve bunu alışkanlık haline getirmiş insan için belirli saatlerde gidip o acıyı çekmek hiç sorun değildir. Gideceğim mi gitmeyeceğim mi diye düşünmez bile, iş iradi bir karara kalmaz. Otomatikleşme bana göre budur. Farkındalıkla kavrarsın, aklın gelişir ve uyguladığında pozitif etkiyi ve momentumu yakaladığında geriye dönüş artık çok zordur. İşte bu otomatik kazanım öyle yaptım hemen şip şak diye kazanılmaz. Kendi alınterin ve çabanla bunu zamanla sen oturtursun. Gerek yanlış düşüncelerini yıkarak, gerek doğruyu görmeye başlayarak, gerek kendi deney ve gözlemlerini yaparak aklını güçlendirirsin.
Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#3

Okunmamış mesaj

++ Yalnız bu olay sağ ön beyinle sosyal ilişkilerin otomatikleşmesi ile karışmasın. O aklı güçlendirip, hastalıkları iyileştirmenin bunun akabinde öğretiyi pür bir şekilde görüp birtakım sosyal dinamikleri içselleştirdiğinde gelen bir otomatik hal tavır yansıması. Yani şimdi siklemez mi davranmalıyım yoksa öbür türlü mü diye bir karar verme yoktur. Sosyal ilişkiler dışarısında akıl ile verdiğin kararlar -içsel hesaplaşmaların, gerekli şeyleri demir disiplinle yerine getirmen- sosyal ilişkilerine -dışına- yansır. Bu da öğreti vesilesi ile farkettiğimiz ayrı bir detaydır.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık