Kitle İçin Alfa Olman Anlamsız

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#1

Okunmamış mesaj

İnsan bencildir, itiraf etse de etmese de bütün davranışlarının arkasında bir bencillik yatar. Serpilmenden ötürü oluşacak alfa çekimin de yalnızca bunu peşkeş çektiğin vakit kitle için bir anlam taşır. Sen alfasın yahut değilsin bu pek kimseyi bağlamaz ta ki onlara bir faydan dokunacağını bildiklerine kadar. Bir alfayı kimse istemez demişti tcma hatırlarsın, başlıkta bu genellemeleri çoğu kez kitle için yapar. Yoksa kardeşlikte zaten gittiğin yol sonucu alfa olursun, mükemmel sürünün yan ürünü bu. Tcma bencil değildir yahut kardeşliktekiler de saf iyilik üzerine kuruludur demek değil bu. Tekrar ediyorum her insan bencildir, akıllı olanlar bu bencilliğinin çoktan farkına varıp bunu iyiye kanalize etmesini bilmiştir. Bir insan için çabalayabileceği yegane ve en değerli şey olan kurtuluş için birleşilmiş, hiyerarşik düzen öyle oluşturulmuş ve ortak çaba da bunun üzerine verilmektedir.
Bunun dışında kitlesel bazda bir kaç moronu güdebilirsin sahip olacağın alfa çekimiyle fakat alfa olan adam bu tip avam amaçlarla kendini tatmin etmez bu da böyle bir paradokstur. Eğer ben öyle yapharım moruq kafasında olan 3 kuruşluk kaşarlara değer biçen varsa da zaten alfa yolunda ilerlemiyordur. Evrimsel olarak alfadan doğan çekimi elbet hissederler çünkü bu senin yazılımına yansımıştır. Tavırların, oturuşun, beden dilin, özgüvenin her şeyin yerindedir ; hasiktir bu herifte bir şey var diye hissederler o şeye adını koyamasalar da. Alfa olduysan da bu etkilenmelerinden doğan hayranlığı siklemezsin ve bunu kontrol edemediğin vakit de nefreti toplaman an meselesidir. Öğretide geçen çoğu terimi de aslında içsel olarak yaşamıştır çoğumuz, tcma güzelce sistematikleştirip anlatınca aaa aslında buymuş diyip kendi hayatımızda da gözlemledik.

Bir kız düşün ismi de Cansu olsun. Cansu fırsat olarak lamborghini ve dobloyu görüyor. Lamborghini ağzının suyunu akıtıyor, doblo da pek tepki vermese de ayağını yerden keseceği için yayan gitmekten daha iyi bir seçenek. Fakat içten içe biliyor ki lamborghini asla onun olamaz, çünkü lambo buna birçok kere siktiri çekmiş ve Cansu'da da dişi içgüdüleriyle birlikte bu içselleşmiş. Doblo ise onun olmaya dünden razı ve istediği her yere onu götürecek köpekliği yapmaya hazır. İnsan bencildir demiştik, dişiler de elbette öyle. Sanıyor musun ki Cansu lambo'nun harikalığını övüp, doblo'nun ne halt olduğunu kabul edecek. İstediği kadar estetik ve harika olsun, lambo ona hiçbir şey sunmuyor. Bunun yerine dobloya yalan sevgi gösterisinde bulunması, aşkım ayakları çekmesi, binbir türlü rollerle onu hoşnut tutmaya çalışması çok daha kârlı onun için. Bu bir dişinin ne kadar aldatmaya meyilli olabileceğini de açıklar, çünkü bir üst segmentteki araçlardan birisinin buna göz kırpacağını anladığı anda dobloyu satıp aynı tarifeyi uygulaması an meselesidir. Burada bahsettiğim lamborghini'yi alfa yerine, doblo'yu da saf aşık beta orbiti olarak düşünebilirsin. İşte kitlenin aşk, sevgi, ilişki üçgeni bu sığ menfaat ilişkisinden öte değildir. Akıl liginde ise bu siktiri çekme ve otomatik eleme olayını altın dişi de yapar işte. Başlıkta geçen yeri gelir erkeklerle takılır yine de kezbanlara prim vermez olayını hatırla.

Alfa bencilliğiyle ona yaklaşan ve sahte rolle menfaat ilişkisi kuracak olanı otomatik olarak eler bu da geri tepkime olarak nefret duygusunu tetikler. Alfan aslında senin çevrendeki naturel elemeyi sana yapıp kimin ne mal olduğunu göstererek sağlıklı ilişkiler kurmanda pasif bir rol de üstleniyor. Başlığı okuyan akıl kırıntısı bulunan omega-omegabetalar en azından ufkunun genişlemesinden dolayı dönen olayların biraz farkına varır ve çoğu çevresindeki sahteliklerden tiksinir. Şartların onu desteklemediğine şahit oldukça da kardeşlik gibi mükemmel sürünün neden gerekli olduğunu daha iyi anlar. İnsan için en önemli ihtiyaçlardan biri de anlaşılma ihtiyacıdır. Maslow'un ihtiyaçlar piramitinde de bu biyolojik ihtiyaçlardan sonra gelir ki bu günümüzde artık küçümsenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir. Senin derdini anlayan, senle aynı dili konuşan ve bundan ne koparırım amuq kafalarında olaya yanaşmayan akıl sahini insanları ister omega da çevresinde. Bu platformunda bizim için oynadığı rol aslında budur, hepimizin bir çıkarı var aslında buraya gelirken.

Bencillik konusunu biraz daha açayım çünkü başlıkta sıkça geçiyor ve yanlış yorumlanıyor. Her insan bencildir demekten kötü manalar çıkarmamak gerek. Bu bir hakikattir, islamın hoşluklarından birisi de aslında bireyci olmasıdır. Yalnızca yaptıklarından ve kurtuluşunu hazırlamaktan sorumlusundur. Tanrı da biliyor senin kendi menfaatin için yanıp kavrulduğunu ve bu sebepten ötürü iste benden, dua et diyor. Hayat aslında bu başlıkta açıklanan hakikatleri aklınla nasıl doğru bir işe uygulayabileceğini çözmenle ilişkilidir. Hırslı olmayı düşün, bu da bencillik gibi toplumda hep kötü çağrışım uyandırmaya kasılır. Evet boş beleş dünya malı yahut değersiz işler için aşırı hırs yapıyorsan hakikaten malsındır, fakat kutsal amacın doğrultusunda hırs gösteriyorsan bu niye kötü olsun? Bencillik de böyle. Bir söz duymuştum, akşam yediğin yemekteki et,ekmek ve meyveyi ; kasabın, fırıncının ve manavın fedakarlığına değil bencilliğine borçlusundur diye. Aynen öyle o hayatında faydalandığın bilimum ihtiyaçlarını gideren her oalay diğer insanların sözde bencilce olan kendi geçimini sağlamasına yönelik çalışmalardır. Tcma'da başlığı amme hizmeti adına açmadığını zaten apaçık söylemişti, bir çıkarı olmadan neden bu kadar zahmete girsin? Onca adamı test etmek, yığınla betadan bir şeyler öğrenmek kolay bir iş mi? Ama bu kadar insanı güdüp yedi ceddine takla attırabilecekken yapmayıp sadece hak edenlere kapıyı araladı. Çok yetenekli olabilirsin fakat mesele bu yeteneklere sahip olmaktan çok bunları hangi amaca yönelik hizmete kullandığın. Ee kardeşliktekilerin de ortak çıkarı olarak kurtuluş adına organize olmak var. Bu adamları da hamlelerini kendi kurtuluşları adına yapmalarından ötürü bencil diye eleştirecek miyiz şimdi?

"bir köpeğe yemek verirsen, ''aa bu bana yemek veriyor. o zaman bu tanrı olmalı'' der.
"bir kediye yemek verirsen, ''aa bu bana yemek veriyor. o zaman ben tanrı olmalıyım'' der.
Başlıktaki bu kesitte aslında bir iyilikten ötürü kuruntulanmaman gerektiğini vurguluyor. Biri karşıyı çok fazla överek yağ çekeni, biri de kendini çok büyük görerek kuruntulanan akılsızı eleştiriyor. Usdaaa, usdaa köpeen olam usdaa diyen betayla; ya bu tcma benle ne kadar samimi yhaa hihihi diyip kendini özel hisseden çırağı düşün. İki taraf da olayı yanlış yorumladığı için kaybediyor. Olayları ne zaman doğru yorumlamaya başlarsın, ancak kurtuluş adına mücadeleni öyle düzgünce verebilirsin. Bu hayatta güdülmemekten, boş beleşe dalmamaktan tut da kuran'ı düzgünce okuyup anlayabilmeye kadar etkiler seni. Bu açıdan düşününce başlığı ve tcma'yı anlayabilmenin hayatımızda oynadığı kilit rol gerçekten muazzam.