Öz saygı arttırmak

Kardeşler birlikte durur ve sorunları birlikte aşarlar.

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#11

Okunmamış mesaj

[mention]olumcul deney[/mention]
olumcul deney yazdı: 08 Şub 2019, 23:27 O telkin tekrarlama mevzusunu bahsettiğini bilmiyordum ki zaten o mevzu işe yarar diye bir kaide yok. Bazen bilinçaltına zarar veren bir teferruattır. Neyse, Sanki aşırı derecede bilgisizmişim gibi ima etmişsin.
Öncelikle telkinlerin işe yaramadığını söylemek direkt olarak hayata, öğretiye, bilime, sanata, felsefeye, tarımcılığa, hayvancılığa filan siktiri çekmektir. Şu var ki sen medeti telkinlerden umarsan (veya telkinler gibi kilit olmayan, stratejik olarak yapman gerekenlerin -aklını güçlendirmek gibi- yanında işini kolaylaştıracak ama kendi başına anlamsız olan meselelere odaklanırsan) ve defalarca uyarılmana rağmen yerinde saymaya devam edersen gelişim elde edememen gayet normal olur. Yaptığının bir ileri versiyonu da "Yauv tecemua bi sik anlatmıor aqa" diyen betaların vızzığı oluyor herhalde. Hani beta 7/24 telkin verse, soğuk duş alsa, spor yapsa ne sike yarar; onun gibi. İşe yaramayınca da başlığa bok atması gayet doğaldır.

İkinci mesele de [mention]Bold[/mention]'un yazdığının egona dokunması. Adam sana yardım etmeye çalışıyor üstüne büyüklenip "Beni de iyice bebe yaptınız aqalar" diyorsun. Üstüne bir de sanki bilgiliymişsin gibi rol kesiyorsun. Kitle yer de burda akıl kırıntısı olan biri bunları yemez. O yemiyorsa kardeşlik yer mi, sen düşün. Gerçi amacının kardeşliğe girmek, yüce işler yapmak olduğundan da emin değilim; ürünlerine bakarak konuşuyorum.

Yaptıkların açıkça ortada. Artık üstünü örter misin yoksa yüzleşir misin orası sana kalmış bir durum. İki durumda da ancak kendin için yapacaksın ne yapacaksan.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#12

Okunmamış mesaj

[mention]olumcul deney[/mention] : Anlayamadın çünkü öğretiden çok uzaksın, ortak kültür pek de umrunda değil. Telkinlerin kritik olduğunu tcma belirtti zaten kancıkta; yetmedi milletin yazdıkları içine sinmeyince kendisi yazdı telkinleri, hacıtyler da mesajlarında insanlara önerdi. Şu raddede elinde bizi aydınlatacak kanıtların olmaksızın "onlar önerdi diye işe mi yarayacak, ben itaat etmem" e bağlarsan olayı siktiri çekerim. Bilgisiz olmak da bir sakınca yok, öğrenirsin; fakat şu yaşadığın egonun devreye girmesi cahilliğin göstergesi.

Sözüne tabi etmediğin insanın öğretisi en büyük hakikati buldu/buldurdu. [mention]dun bugun yarin[/mention] 'ın uyardığı gibi dikkatli ol ince sınırlarda geziyorsun. İblis'in sana sunduğu zan "seni aşağıladığım, büyüklük tasladığım, bilgisiz olduğunu göstermeye çalıştığım" yönünde. Hakikat konforunu bozabilir, fakat bu eleştiriler ancak seni değiştirebilir. Senin beklediğin türde hakikatten uzak menfi/egoistik isteklerine uygun şekilde yanaşıp sikmek isteyecek bir çok adam bulabilirsin dışarıda. Öğretiyi merak etmiyorsan, yazan insanların nasihatleri senin için değersizse neden buradasın o zaman? Apaçık bir çelişki var.Ürünlerin çok açık ve görebiliyoruz. Sana önceden de söylendi, yazdıkların, sorduğun sorular zihninin neyle meşgul olduğunu bize ispatlıyor. Sana söyleyeyim sen burada menfaat için bulunduğunu yazdıklarınla belli ettin. Bak kritik sorunun bu değil, bir çoğumuz benzer sebeplerle okumuştuk zamanında başlığı. Fakat uyarılara rağmen, yanlışından dönmemede ısrarcı olursan kendine yazık edeceksin. Kant'ın dediği gibi böcek olmayı seçersen, seni ezdiklerinde de zırlamayacaksın.
esref su iciyor
1. Nesil
Mesajlar: 43
Kayıt: 19 Mar 2018, 12:12

#13

Okunmamış mesaj

Askerlikde spor yapmayı filan çok bekleme. Orda genel konsept sikiş üzerinedir sana kendine ayıracağın 15 dakka anca bırakırlar. 30 metrekare odada 20 tane aptalla kalınca da anca enerjileri üstüne siner moralin bozuk gezersin. Askerlik; gidilmeden önce hakkında planlar yapmak için uygun bir yer değil çünkü devlet senin yerine bütün planları yapmış olucak. Bir de üstlerinin tribini filan çekiceksin çoğu zaman. Bir an önce bitirmelik bir yer haberin olsun da hayal kırıklığına uğrama.
olumcul deney

#14

Okunmamış mesaj

[mention]Bold[/mention];
"Acaba sen benim dış dünya da neler çektiğimi biliyor musun? Aile içi sıkıntılarımı saymıyorum bile. Kendimi geliştirmeye tabiki uğraşıyorum. Fakat, boş vaktim olmuyor kafamı rahatlatmak için. Sürekli bir stres.." diye demagoji yapmamı beklemiyorsun değil mi? Hatta bu yazımda sana saldırdığımı da düşünmüşsündür belki. Söylediklerine katılmamak elde değil zaten. Fakat siz yanlış anladınız gibi geldi bana. Ama bunu bir sorun olarak görmüyorum, siz baya gelişme kaydettiniz ve beni böyle görmeniz doğal birşey. Öğreti hayatımı değiştirdi, hakikati gösterdi bana. Ürünlerim konusunda yapabileceğim birşey yok; kelime hazinem bile kalabalık değil.

Telkinler işe yararlı ve oldukça etkilidir. Fakat ince çizgi dediğim konuyu buradan anlayabilirsin;
http://kancik.sozlukspot.com/w/bilinçaltı-eşiği-

Sağlıcakla kal dostum..

[mention]esref su iciyor[/mention] Askerlik bana en çok disiplin, kuvvet, psikoloji-ve dahası- konusunda bi hayli işe yarayacak. Bunu kuzenimden biliyorum-kendisi bu sene askere gitmişti, yeni geldi ve aynen senin dediğini diyor-. Herkes diyor bu devirde askere gidilmez diye. Askerde gelişimime daha dikkatli odaklanabilirim. Ama gerçek hayatta odağımı siken vesveseler oluyor. Umarım anlatabilmişimdir.

Edit: Farkındaysanız, düşüncelerimi kelimelere bile dökemiyorum, kendimi ifade edemiyorum. Kusura bakmayın.
Kullanıcı avatarı
Bold
Sürgün
Mesajlar: 267
Kayıt: 04 Haz 2018, 17:45

#15

Okunmamış mesaj

Kendini sürekli pasifize etmeye yönelme durumundasın kanka. "Demagoji yapmıyorum" diyerek de demagoji yapmaya çalıştığını görüyorum. Olay tavsiyelerde değil, bunları uygulamakta. Asla seni bulunduğun konum dolayısıyla aşağı görme gibi bir durum söz konusu olamaz. İblisin büyüklük vesvesesinden tanrıya sığınırım. Bir şey biliyorsak, bu diğerlerini aydınlatabilmemiz için tanrı tarafından bahşedilmiştir. Senin sınavın çok farklı olabilir, bunu bilemem, bilen de ancak tanrıdır. Hepimiz birer köleyiz, ben ise tanrının emirlerini anladığım kadarıyla yerine getirmeye çalışan bir köleden ötesi değilim. Burada sana getirmeye çalıştığım eleştiriler takındığın tavır/davranışlar üzerine. Zaten düşünürsen senin herhangi bir yerde değerini biçecek ilk etmen de bu. Takdir edersin ki zihnini bulandıran, bilinçaltını kirleten çok düşüncen var. Köpeği elektrikli kafese koydukları bir deney var. Köpek çıkmak için her hamle yaptığında elektriği dayıyorlar, bir süre sonra hayvan vazgeçiyor denemekten çektiği acı dolayısıyla. Sonra kafesin kapağını açıyorlar ve bakıyorlar ki köpek bu sefer çıkmak için çabalamıyor. "Öğrenilmiş çaresizlik" deniyor buna da kısaca. Yapacak bir şeyin yok mu, yoksa yok olduğunu mu düşünüyorsun? Bu düşünceler doğru mu? Telkinler bu düşünceleri kökten değiştirebilmen adına çok yardım ediyor, o sebeple önerdim. Olay kişisel değil, yani söylediklerini saldırı etiketi altında tutup da kişiselleştirmem; objektif olarak seni anlayabildiğim kadarıyla geri dönüş yapıyorum. Fakat senin iraden var tabi ki, bir yerden sonrası tamamen sana bağlı. Bizler sadece gördüğümüzü söyleriz, yolu yürümek, kendi hastalıklarının teşhisi gibi etkenler sana bağlıdır. Belki de yapılan 10 tespitten 9'u yanlış, fakat 1 tane düzgün eleştiri bile senin gelişimin için çok kritik olabilir.
Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#16

Okunmamış mesaj

http://kancik.sozlukspot.com/w/bilinçaltı-eşiği-

TCMA, kancıksözlük'te girmiş olduğu o entry'de telkinlerin işe yaramadığını söylemiyor. Evet, bazen bilinç6 düzeyinde köklü bir şartlanmışlık telkinlerin yeterince işe yaramamasına sebep olabilir. Ama telkinler bu "bilinçaltı eşiği" olarak adlandırılan köklü şartlanmışlığı aşmanda da önemli rol oynar. Zannımca yalnızca telkinlerle aşılabilen şartlanmışlıklar da olsa da bazen telkinler yeterli olmayabilir -tabi yalnızca telkin dediysem akıl da şart elbette, akıl olmadan telkin versen ne yazar yine bir süre sonra o hastalık baş gösterebilir, ki tamamiyle aşsan bile doğruyu yanlışı ayırt edemediğin sürece sağlıklı olmanın ne anlamı kalır ki? zaten kendimizi iyileştirmemizin amacı daha objektif olabilmek, evrimsel kodlarla güdülmemek-. Bunların yanında davranışlarla, çeşitli tedavi metotlarıyla da (örneğin EFT) süreci beslemek gerekebilir. Örneğin diyelim ki sosyal konularda köklü tabuların var. Tamam telkin verirsin filan bir süre sonra gözle görülür bi değişim görülür, eski haline nazaran kısmen iyisindir ama hala yeterli değildir, korkmalar, heyecanlanmalar filan vardır. Gider saha yaparsın, tanımadığın insanlarla muhabbet etmeye çalışırsın. Kendini zorlu sosyal koşulların içine atarsın, köpekbalığından korktuğun için denize girmeyen sen aslında olayın o kadar büyütülmeyecek bir şey olduğunu, köpekbalıklarının sığ sularda takılmadığını ve bunun senin bir kuruntun olduğunu daha iyi anlarsın/kavrarsın. Böylece kendini kendine kanıtlamış olursun ve aslında kendi kendine koyduğun o eşiği geçmiş olursun (yanlış anlaşılmasın yani pıt diye olan bişey tam olarak değil, kısmen öyle. eşiği aşmak pıt diye olan bişey fakat eşiği aştıktan sonra o yarayı iyice beslemek yine bi süreç). Özetle evet, bazen telkinler "yeterince" işe yaramaz fakat "hiç işe yaramaması" veyahut "zarar vermesi" söz konusu değil.
Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#17

Okunmamış mesaj

dun bugun yarin yazdı: 18 Şub 2019, 23:09 Özetle evet, bazen telkinler "yeterince" işe yaramaz fakat "hiç işe yaramaması" veyahut "zarar vermesi" söz konusu değil.
Zarar vermesi söz konusu değil derken, doğru şekilde uygulanan telkinin zarar vermesinin söz konusu olmadığından bahsediyorum. Elbette yanlış telkinler verilirse, veyahut doğru telkinler yanlış şekilde verilirse (mesela "ben heyecanlanmam" gibi, yani tamam doğru güzel çok iyi filan ama olumsuzluk eki var ve bilinçaltı bunları algılamıyor, direkt "heyecan"a odaklanıyor; gibi) zarar görülmesi olağandır. Aslında her iş gibi telkin vermeyi de doğru yapmazsan ya yeterince verim almazsın ya da zarar görürsün. Verdiğimiz vaktin, enerjinin, çabanın boşa gitmemesi; verim/çaba oranını maxlamak için yaptığımız bütün işleri doğru düzgün yapmaya dikkat etmemiz lazım.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık