Zorunlu Çevrede Arkadaşlık

"Bir adamın büyü dediği şey, diğer adamın tekniğinden ibarettir." -Robert Heinlein

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
Kai
1. Nesil
Mesajlar: 58
Kayıt: 18 Mar 2018, 16:27

#1

Okunmamış mesaj

Kanka betalar tamamen akılsızlığın yanında kötü niyeti,oynaklığı,pisliği her türlü boku bulunduruyor. Taşağına bile takılınacak tipler değil yani. Yalakalık yapıyorlar,birbirlerini arkadan vuruyorlar,o an ortamda olmayanın dedikodusunu yapıyorlar,arkadaş olmana rağmen seni zayıf gördüğü anda saldırabiliyorlar,eğer izin verirsen seni sömürebiliyorlar,pisliğini sana aktarmaya çabalıyorlar,gözünde seni küçültmeye ıkınıp bide bunu sana da benimsetmeye çalışıyorlar,samimi olursan azıyorlar daha tonla bok. Böyle yaraktan adamların sana katkısı olmasını bırak zararları var. Çevreni böyle primatlarla doldurman temize pis karıştırmaktır. Onlarla takılman hem alfana hem aklına zarar verir. Akli melekeler olmadığı için sadece iblisin kuruntularıyla,vesveseleriyle,kendi açlıklarıyla yarak kürek yaşıyorlar. Duygular o kadar değişmeye meyilli ki bigün içten bir şekilde sana kardeşim ya derken öbür gün arkandan içten bir şekilde konuşabiliyor. Ha gerçekten içten hissediyor ikisinde de. İşte duygular böyledir. Mesela birine paso duygularınla sadakat duyarsan biri gelir olm o adam böle der senin de önceki gün çok sadıkım dediğin adama duyduğun sadakat uçtu gitti geçmiş olsun. Hacı demişti ki duyguların üzerine yatırım yapmak kumdan kale yapmak gibidir. Betamızda akıl olmadığı için hayatında yaptığı her bok değişmeye ve yıkılmaya meyilli. Aklıyla duygularını emrine alıp akılla seçtiği amacı doğrultusunda motivasyon olarak kullanmalıydı oysa ki. Ama aklını sikilmeleri,açlıkları,travmaları o kadar örttü ki artık geri dönüş yok bitti. İblis tasmayı taktı ve hayırlı olsun güdülmeye hazır yeni bir primatımız oldu.
Karşındakinde omegalık seviyesi arttıkça edeceğin arkadaşlığın muhabbetin kalitesi artıyor, herifin mallığı azalıp sana vereceği zarar azalıyor. Muhabbet etmek falan ihtiyacımız insanız sonuçta. Yani daha derli toplu elemanlarla taşağına arkadaşlık falan edersin. Ama işte çevrende arkadaşlık yapacağın kişilerin hepsi yarak gibi betalarsa elinden bişey gelmiyor. Başa gelen çekilir komple siktir edeceksin hepsini.
Ama şimdi nereye gelicez, öğretide ilerlemenin şöyle güzel bir olayı var bunları sağ ön beynine taşıyor. Yani sen betayı görünce en ufak hareketinde içgüdüsel hissedip ondan uzaklaşıyorsun iğreniyorsun,omegalık seviyesi arttıkça da ona duyduğun sempati artıyor gidip takılmakta bir problem görmüyorsun ama betadan tiksiniyorsun. Olm at gibi hatun lan dedikleri beta kızdan iğreniyorsun ya da qraaaaaL dedikleri boktan beta erkeklerden tiksiniyorsun. Yani şunu demek istiyorum öğretide ilerleyip amacına odaklanıp hayatının akışını sağ ön beyine yani akışına bırakacaksın. Betayla takılmaman gerektiğini bilirsin yine tabiki ama bunun senin tavırlarına yansıması ve içinden gelerek otomatik şekilde yapman gerçekten anlayıp sindirdiğinde kendiliğinden oluyor. Fakat aklınla takılmaman gerektiğini de bilmen şu noktada önemlidir sen belki sınırını aşacaksın beta kızın fiziken beğenip tavlamak için iblise uyup yaklaştın diyelim insanız sonuçta hata yapmayacağını kim söyleyebilir.-Buradaki fiziği beğenip yaklaşmadan kastım açlığın getirdiği yaklaşma. Yani belki kendine kontrat olarak koymuşsundur ben şu hatunu tavlıycam beta kezbanları gözlemliycem falan diye ondan bahsetmiyorum burada. Tabi bu söylediğimin de bokunu çıkarmamak lazım sürekli yapacaksan bunu sikiklerin enerjisi üstüne siner. Zaten başlık da bizi daha temiz kadınlarla flörte yönlendirmiştir.- Bunun önüne de aklınla takılmaman gerektiğini ve bunun sana zarar vereceğini bilerek geçersin.
esref su iciyor
1. Nesil
Mesajlar: 43
Kayıt: 19 Mar 2018, 12:12

#2

Okunmamış mesaj

Çok doğru bunların hepsini özellikle test ettim. Toplumdan çok uzak durursak gözlem yapma şansımız düşüyor. Okulda sırf betaları daha iyi anlamak için takıldığım 2 tane beta oğlan vardı. Tabi kesin sınırlarımı çizmiştim. Hiçbir anımı anlatmıyor, herhangi bir özelliğimi belli etmiyordum. Yanlarında her hafta başka persona takınıp tavırlarını inceliyordum. Bu anlattıklarının hepsini sağolsun o iki piç bana fazlasıyla gösterdi. Bana bulaşamadıkları için beni kendi taraflarına çekip karşıdakini sikmeye falan çalışıyorlardı. Bazen özellikle zayıflık gösteriyordum hemen değerlendirmeye çalışıyorlardı. Sonra artık dayanamadım midemin kaldıracağı son sınıra ulaşıp siktiri çektim. Omega-betalarında omegası ağır olanıyla takılın. Bazı omega-betalar olur normalde beta davranışları gösterir. Ama siz primitif baskınlık gösterince sizin yanınızda omega gibi davranır. Bu adamlara da dikkat edin en küçük açığınızı değerlendirmeye çalışır. Hadi eyw
Kullanıcı avatarı
Kai
1. Nesil
Mesajlar: 58
Kayıt: 18 Mar 2018, 16:27

#3

Okunmamış mesaj

esref su iciyor yazdı: 30 Mar 2018, 10:28 Çok doğru bunların hepsini özellikle test ettim. Toplumdan çok uzak durursak gözlem yapma şansımız düşüyor. Okulda sırf betaları daha iyi anlamak için takıldığım 2 tane beta oğlan vardı. Tabi kesin sınırlarımı çizmiştim. Hiçbir anımı anlatmıyor, herhangi bir özelliğimi belli etmiyordum. Yanlarında her hafta başka persona takınıp tavırlarını inceliyordum. Bu anlattıklarının hepsini sağolsun o iki piç bana fazlasıyla gösterdi. Bana bulaşamadıkları için beni kendi taraflarına çekip karşıdakini sikmeye falan çalışıyorlardı. Bazen özellikle zayıflık gösteriyordum hemen değerlendirmeye çalışıyorlardı. Sonra artık dayanamadım midemin kaldıracağı son sınıra ulaşıp siktiri çektim. Omega-betalarında omegası ağır olanıyla takılın. Bazı omega-betalar olur normalde beta davranışları gösterir. Ama siz primitif baskınlık gösterince sizin yanınızda omega gibi davranır. Bu adamlara da dikkat edin en küçük açığınızı değerlendirmeye çalışır. Hadi eyw
Şu özellikle primitif davranış gösterince omegaya yatanlar kısmına imzamı atıyorum. Deney olayı bende de aynı şekil çok memnun kaldım çok şey öğretti ibneler sağolsunlar herkese tavsiye ederim.
Kullanıcı avatarı
Priso
1. Nesil
Mesajlar: 46
Kayıt: 16 Mar 2018, 17:52

#4

Okunmamış mesaj

Kai yazdı: 30 Mar 2018, 10:10 ...Yani şunu demek istiyorum öğretide ilerleyip amacına odaklanıp hayatının akışını sağ ön beyine yani akışına bırakacaksın...
Kai'nin söylediği doğru olmakla birlikte burada kastedilen tamamıyla bilinçsiz olmak değil. Tabi ki akışına bırakırsın fakat yine de kendini gözlemler ve sol ön beyninle yaptığın analizlerle o akışa gerektiğinde müdahale edip yön verirsin.

Hayatı akışına bırakmak da, için dışa yansımasıyla mümkündür. Bunun için de öncelikle inşa edilmiş bir iç gerekir. O nedenle en azından omegası güçlü bir omegabeta olmalısın ki yansıtacağın şey sadece semptomlardan ibaret olmasın.
Kullanıcı avatarı
Kai
1. Nesil
Mesajlar: 58
Kayıt: 18 Mar 2018, 16:27

#5

Okunmamış mesaj

Pricosat yazdı: 30 Mar 2018, 17:05
Kai yazdı: 30 Mar 2018, 10:10 ...Yani şunu demek istiyorum öğretide ilerleyip amacına odaklanıp hayatının akışını sağ ön beyine yani akışına bırakacaksın...
Kai'nin söylediği doğru olmakla birlikte burada kastedilen tamamıyla bilinçsiz olmak değil. Tabi ki akışına bırakırsın fakat yine de kendini gözlemler ve sol ön beyninle yaptığın analizlerle o akışa gerektiğinde müdahale edip yön verirsin.

Hayatı akışına bırakmak da, için dışa yansımasıyla mümkündür. Bunun için de öncelikle inşa edilmiş bir iç gerekir. O nedenle en azından omegası güçlü bir omegabeta olmalısın ki yansıtacağın şey sadece semptomlardan ibaret olmasın.
Aynen öyle. Sağ önü çırak gibi düşünürsek akıl burda usta olacak gerektiği noktada müdahale edip kalibre edecek çırağı. Akışına bırakmaktan kasıt öz konuşmam lazım siklememem lazım şöyle bakmam lazım falan gibi şeyleri kasmayıp normal hayatına devam etmek. Ama dediğin gibi iç leşse dışarı yansıyan da leş olacaktır. Bunun için de hastalıkları travmaları iyileştirip öğretiyi kavraman,içini sağlamlaştırıp olgunlaştırman lazım ki kendin olduğunda öğretiyi yansıtasın.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık