dun bugun yarin - İtiraflar

Değişim, yüzleşme ile başlar; itiraf et ve kurtul.

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#1

Okunmamış mesaj

İleride itiraf edeceklerim olursa tekrar tekrar başlık açarak forumu kirletmek yerine hepsini bir başlık altında toplamak adına böyle bir başlık ismi koymanın daha mantıklı olacağını düşündüm.

Hala geçici şeylere dalıp gitme gibi huylarım var. Önemsiz şeyler üzerine fazla vakit harcıyorum. Örneğin yapabileceğim bir sürü daha iyi iş varken gidip saçma videolar izliyorum. Bu arzunun iblisten geldiği çok açık. Özellikle "önemli" diyebileceğim işler üzerine çalışmaya niyetlendiğimde oluyor bu çünkü. Yapmam gerekenle vücudumun istekleri hep çelişiyor. Bu nedenle kendimi tamamen hakikate adamam gerekiyor. Ya vücudum beni yönetecek, ya da ben vücudumu. Birinden birini seçmeliyim artık.

hoca dehanni çok güzel bir konuya değindi geçen günlerde paylaştığı bir yazıda. TCMA gelip yapmam gerekenleri söylese eksiksiz yaparım. Ama haci tyler da diyor ya, adam başta da yapması gerekenlerin farkında olup onu yapanları arıyordu. Hadi her şeyi bıraktım. Zaten olması gereken bu değil mi? Bir şeyin hakikat olduğunun farkına vardığım halde neden her şeyimle ona adanmıyorum? Hastalıklardan, iblisten başka bir sebebi var mı bunun? İmtihan değil mi? Bunda beynimin rahata alışmış olmasının da etkisi var. Dünya imtihan dünyası; rahatı, huzuru filan burada aramak yanlış olur. Vücudumu akılla yönetmem gerek. O yüzden bütün dopamin kaynaklarımı keseceğim. Acı verir elbet, ama bunun böyle gitmeyeceği aşikar.

Son itirafımdan bu yana geçen zamanda kavradığım en önemli şeylerden biri de insanların çoğunun akılsız olduğu. Şu haftaya kadar yakın çevremden birilerinden hep ümit duyardım. Çoğunu bir kayıp olarak görsem de hep bir iki tane ümitli olduğum olmuştu. Son günlerde böyle bir şeyin olmadığını gördüm. Boş bir arayıştaydım, artık böyle bir şey yok. Artık temelli olarak mağarama çekiliyorum. Toplumu daha iyi anlamak ve birinci elden görmek adına deneyler yapacağım elbet ama fazlası değil. Hayat insanların birbirini sikme oyunu. Oyunu mecburen oynuyorum, bari doğru oynayayım da yararıma olsun.

Önemsiz şeylere değer veriyorum. Aslında en avam kuruntulardan biri. Bakın, mesela geçen gün başlık altında delinin tekine cevap yazdım, yedi şuku gelmiş. İnsan bundan kuruntulanır mı, mutlu olur mu ya? Şaka gibi gerçekten. Halbuki orada yazdığım şey herhangi bir bilgi, tespit vs. içermiyor. Sadece dalga geçme amaçlı bir cevap, bir tepki. Sizler de adamın deliliğinin farkında olduğunuz için şukulamışsınız yani olay bundan ibaret. Neyin önemli neyin önemsiz olduğunu iyice kavramam gerek.

Etrafımda bana yanlışlarımı söyleyecek insanların olmaması -sizleri hariç tutuyorum, günlük yaşam bazında konuşuyorum- yüzünden kendimi eleştirme görevi bana düştüğü için sızlanıp hayıflanmanın hiç gereği yok. Allah beni neyle imtihan edeceğini elbette benden daha iyi bilir. Her şeyin ama her şeyin imtihandan ibaret olduğunu, dünyada huzuru aramanın yanlış olduğunu keskin bir şekilde kabul edip etmemek bana kalmış bir durum. Her iki seçeneği seçmemin getireceği sonuçlar da net bir şekilde bildirilmiş. O halde ortada kafa karışıklığı yaşayacak bir durum yok. Ya ateş, ya cennet bro. Seçim senin.
Kullanıcı avatarı
hoca dehanni
Silik
Mesajlar: 250
Kayıt: 18 Mar 2018, 15:28

#2

Okunmamış mesaj

Kanka öncelikle şunu söyliyim daha yaşın çok küçük, tabi bu yaşlarda bile bazı şeyleri anlamak çok güzel ama yapamadıkların için kendine zulmetme. 14-15 yaşında arkadaşlarından hayata hakim kendini iyileştiren dini anlayabilmiş cengaverler çıkmasını beklemek de onlara zulüm olur, sen de bazı şeyleri içselleştirememiş olabilirsin gayet normal bunlar. Arada ölçüyü kaçırma lüksün olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca ben temel şeyleri iyice anlayabilmeni öneririm. Evet hacı yazdı bunlarla alakalı ama sorgulamadan aklınla anlamayıp içselleştirmeden sadece anlıyor taklidi yapıyor olacaksın. Yani tcma nasıl biridir bize ne anlatıyor tavırları nasıldır neden böyle yapmıştır felan bunları başka birisinin anlatmasıyla tam anlamadan "oldu bitti" şeklinde kabullenmek farklıdır kendi gözünle görmek farklıdır (bunları sadece sana yazmıyorum hangi durumda olduğunu en iyi sen bilirsin). Sana naçizane tavsiyelerim bunlardır. Bir hatam varsa uyarırsınız, umarım bi faydam dokunmuştur.
Kullanıcı avatarı
legoprofesoru
1. Nesil
Mesajlar: 42
Kayıt: 10 Nis 2018, 15:46

#3

Okunmamış mesaj

Her acı pişmenin acısı değil. Sadece boşuna acı çektiğin zamanlar olur. Acı çekmek başlı başına bir meziyet değil kanka. Dopamin vücuda gereklidir, hayatidir keşiş olmak değil amacımız. Her şeyin optimumunu bulmak hayattaki amacımız. 5 saat pc oynuyorsan, günde 1 paket sigara bitiriyorsan bunlardan kurtul tabii. Ayrıca dehanni panpamın dediği doğruysa, 15 yaşlarındaysan bunları yazabildiğin için tebrik ederim seni. Ben aynı yaşta test grubu atığı olmuştum mallıklarım yüzünden. Yaş aldıkça gerçekten daha iyi anlıyorsun. Herşeyden önce beyin gelişimin tamamlanıyor çünkü. Kasmadan başlığı ve ürünlerini özümseyerek okumak şu aşamada yapılabilecek en iyi şey.
Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#4

Okunmamış mesaj

Dostça bir selam,

Çok zaman geçti. Bunu yazarken de biraz duygusalım, vızzıklarsam kusura bakmayın.

Çok zaman diyince hafif kalıyor biraz, 5 yıl olmuş. Bunları yazarken 15'li yaşlarda olan ben şimdi 20 yaşındayım garip gelse de. Çok zaman geçti, çok şey değişti. Öğretiye sırt çevirip hiçbir zaman küstahlık yapmasam da pratikte öğretiye uygun yaşamıyorum. Ama kafayı da yemedim, diye düşünüyorum. Hayat beni başka taraflara itti, ben de o dalgalara karşı koymadım. Şimdi bambaşka bir yerdeyim. Pişmanlıklarımın da olduğu bir yer... Ama içinde bulunduğum durum ile bir ömür yaşayabileceğimi düşünüyorum bir şekilde, özellikle başlığın bana kazandırdığı bir tutam akılla birlikte -yani, en azından şu an o kadar kaldı- ortalamanın da üstünde bir hayatım olacağına inanıyorum. Yani bu yolu tercih edebilirim. Buna alışabilirim. Ama bu yolu tercih edip etmeyeceğimi ben de bilmiyorum, zaman gösterecek.

Merak edildi diye yazmıyorum, ama yazmak en azından biraz daha iyi hissettirdi. Yazdıklarım yazılmasa da olurdu, o açıdan kusura bakmayın, ama en azından eski günlerin ve halen çok değer verdiğim dostluk hatta kardeşliğimiz hatrına bunu yazma hakkını kendimde buldum. Cevap da beklemiyorum, biraz iç döküyorum sadece.

Burası bana çok şey öğretti, hatta burası beni var etti. Hayatta bildiğim neredeyse her şeyi bu öğreti üzerine kurdum. Paslanmış olduğumun farkındayım ama en azından ana fikirler aynı yani. Bu her ne kadar bir borç olarak verilmemiş olsa da kendimi mahcup olmaktan alıkoyamıyorum. Bu yüzden beni asla buraya salyalar içinde saldıran bir köpek olarak görmeyeceğinizi söylemek isterim. İyiliğim dokunmazsa da kötülüğüm asla dokunmayacak, en azından bu da bir şeydir.

Hala öğreti yolunda emin bir şekilde ilerleyenler ile kendimi kardeş olarak görme küstahlığında bulunmam, ama iyi günlerin hatrına beni de iyi anarsanız çok mutlu olurum. Zamanında buralardan geçmiş biri olmak da, yukarıda dediğim gibi, bir şeydir.

Çok bir şey anlatmadığımın farkındayım, yazdıklarım muhtemelen sadece bana bir anlam ifade ediyor. Bunun için tekrar özür dilerim. Ama bir cevap da beklemiyorum, dediğim gibi yalnızca uzun bir sürenin ardından buraya girince boş geçmemek ve içimi dökmek istedim.

Yazıyı eski günlerdeki gibi, yanlış hatırlamıyorsam Tonga'nın bana söylediği ve hatta odama bile astığım, eskiden beri aklıma sıkça gelen ve çok sevdiğim ayetlerden biriyle sonlandırmak isterim:
"Öyleyse boş kalınca kalk ve yorul." (İnşirah 7)

Herkese çok teşekkürler.
Kullanıcı avatarı
belikebond
1. Nesil
Mesajlar: 202
Kayıt: 18 Haz 2018, 02:17

#5

Okunmamış mesaj

Kanka selam. Hani tavsiye istiyor musun bilmiyorum tabii içinde bulunduğun durum ile alakalı olarak ama ben genel olarak bir şeyler yazayım, hem dursun burada hem de sana belki fikir verir.

Yazdıklarından yola çıkarak, bir yol/patika/seçim ayrımında olduğunu anlıyorum. Ama sanki sen de neyi seçmen, neyi neye tercih etmen konusunda henüz kendinle iş birliğine varabilmiş değilsin gibi. Ne yaşadın, neredesin, ne durumdasın, neyi seçmelisin tabii bunları sen daha iyi bilirsin ama benim düşüncelerim şu şekilde, hangi seçenek doğruysa onu seçmelisin. Gerçek anlamda hangi seçimleri yapmak doğru olacak ise onu seçmelisin. Doğru seçenek nedir diye felsefi sorular sormaya gerek yok. Doğru olan vardır, yapman gerekenler vardır, bir de kolay olan vardır, nefsinin istediği, menfaatlerine daha uygun olan vardır. Bu ikilemde her ne kadar vücudun istemese de doğru olanı seçmek durumundasın eğer ki gerçekten gerçek mücadeleni vermek istiyorsan hayatınla. Bu tavır mikro makro hayatının her alanında benimsemen gereken bir tavır olmalı.

Şöyle de bir durum var ki bazen gerçekten hangisinin doğru olduğunu kestiremiyorsun. Sebepleri var tabii bunun da, akıl/farkındalık seviyesi, duyguların & menfaatlerin işin içine girmesi ve karışıklık yaratması gibi gibi. Bu noktadaysan eğer ani duygusal bir karardan ziyade bekle ve yapacağın seçimin gerçekten tüm menfaatlerinden/iblisten/duygularından bağımsız bir şekilde çıktığına emin ol. Yani bekle, şuan kafanı karıştıran şeyler 3 ay sonra gülerek bakacağın iblis vesveseleridir belki. Gerçekten bazen bilemeyebiliyorsun.

Şu videoyu da atayım belki içinde bulunduğun durum ile alakalı fikir verir. Kolaylıklar diliyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=yvzLzNrA2U4

Kai bu arada mesajını şimdi daha yeni görüyorum kusura bakma cidden. Ben buradan geri mesaj atmayı beceremedim, yetkiniz yok diyor. İnci sözlükteki hesabına yazıyorum şimdi oraya bakarsan sevinirim.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık