İstemsiz titreme

Kardeşler birlikte durur ve sorunları birlikte aşarlar.

Moderatör: Co-Moderatör

Kullanıcı avatarı
Kür Sad
1. Nesil
Mesajlar: 11
Kayıt: 12 Nis 2018, 11:21

#1

Okunmamış mesaj

Bundan yaklaşık 1 ay önce annemle bir tartışma yaşadım. Tartışma esnasında ellerim titremeye başladı.Tartışma bittikten sonra ellerim titremeye devam ediyordu.Sinirden dolayı oluyordur diye düşündüm ve pek fazla umursamadım.

Fakat sinirden olmadığını farkettim.Daha sonra azaldı, geçti sandım ama geçmemiş.Biraz önce, 2 sene önce sevdiğim fakat öz güvensizlik yüzünden açılamadığım
kızı gördüm. Ufak bir konuşma geçti aramızda.Yine oldu hatta daha şiddetli titremeye başladı ve sadece ellerim değil başım ve bacaklarım da dahil oldu.

Çok kendine güvenen bir insan değilim biliyorum fakat şuan ki halimden daha kötüyken böyle bir olay yaşamamıştım.

Sağlık ile alakalı bir durum yok.Neden böyle oluyor hiçbir fikrim yok. Size danışmak istedim. Düzgün anlatamadıysam kusura bakmayın olay az önce yaşandı ben de hemen buraya yazmak istedim. Şimdiden teşekkürler
Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#2

Okunmamış mesaj

Dediğin şey hayatımda 2 kere falan başıma geldi ve gelen durumlar hiç mi hiç beklemediğim durumların başıma gelmesiydi. Şimdi bu çok genel açıklama ama hiç beklemediğim durumların, benim zaafiyetimin (yahut alışmadığım ve beklemediğim) olduğu alanlarda gelmesi biraz ipucu veriyor.

Mesela kavga olayı hayatında hiç yer etmemiştir hatta çekindiğin bir şeydir ama bir gün ıssız sokakta seni sıkıştırmışlardır, insanlık haliyle korku vb. tepki verirsin ama artı olarak bilincinde bilhassa bilinçaltında böyle bir olaya dair kayıt bulunmadığı için sapıtır devreler, bu sırada nasıl hayatta kalman gerektiğini çözümlemeye çalışır beynin mesela, aşırı titreme de bunun bir semptomu. İşte bu örneğin paralelinde başıma gelen olaylarda sende olan titreme tepkisini verdim. Bilinçaltı gerekli datayı kaydettiği için ikinci sefer birincisi kadar ağır tepki vermemiştim.
Başka bir gözlem ise, başlıktan önceki yaşantımda birkaç dişi ile olan seduction vari yaklaşımımda onlarında aynı titreme tepkilerini verdiğini gördüm çünkü alışılmadık ve beklenmedik durumlar (kısa bir sürede şifrelerinin çözümü ile iğreti yakınlığa ulaşabilen dişiler için alışılmadık ve beklenmedik demek abes olur ama her gece başka bir eğlence tipleri değillerdi en azından, öyle olsalardı o enerji transferiyle bu platformu bile bulamazdım belki, çünkü yediğim bokların cezasını/karşılığını bulmuş olurdum. Allah'a şükürler olsun.) başlarına gelmişti.

Senin başına gelen olaylar burdan basit görünse de belki sende hiç kaydı bulunmayan olaylardır ve öğrenmen gerekiyordur aşman için. Verdiğim örneklere bakarsan hep alışılmadık ve beklenmedik yerlerde tezahür ediyor aşırı titreme durumu. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Kullanıcı avatarı
hellsbells
1. Nesil
Mesajlar: 138
Kayıt: 02 Nis 2018, 17:18

#3

Okunmamış mesaj

Dediğin şey hayatımda 2 kere falan başıma geldi ve gelen durumlar hiç mi hiç beklemediğim durumların başıma gelmesiydi. Şimdi bu çok genel açıklama ama hiç beklemediğim durumların, benim zaafiyetimin (yahut alışmadığım ve beklemediğim) olduğu alanlarda gelmesi biraz ipucu veriyor.

Çevre kirliliği olmaması için türkçe öğrenmem gerekiyor acilen, umarım demek istediklerim anlaşılıyordur ya.
Kullanıcı avatarı
aurorα
1. Nesil
Mesajlar: 46
Kayıt: 19 Mar 2018, 19:16

#4

Okunmamış mesaj

Bu hellsbells'in dediği gibi beynin yeni durumla karşılaşıp afallaması değil, kendini bir şeylere ( Belki içinden gelmediği halde,) çok zorlaman, veya o an içinde duygu veya düşünceleri çok bastırman ve kendini kasman yüzünden olabilir. Altında kendini ciddi sorgulaman gereken yüzleşmediğin ciddi şeyler olabilir.
Kullanıcı avatarı
Sokratesin Sakali
1. Nesil
Mesajlar: 52
Kayıt: 23 Mar 2018, 21:19

#5

Okunmamış mesaj

İlginç bir şekilde olay kadınlarla konuşurken olmuş . Birisi seni yetiştiren annen ,diğeriyse daha önceden duygu beslediğin bir dişi. Yani ikiside - muhtemelen- nöral ağ olarak derin yer etmiş insanlar.
Umarım çözersin, bazen böyle durumlarda sorunun üstüne gitmek, aşmanı sağlar.
esref su iciyor
1. Nesil
Mesajlar: 43
Kayıt: 19 Mar 2018, 12:12

#6

Okunmamış mesaj

O titreme olayının olma sebebi vücudunun kritik durumlara hazırlık için adrenalin salgılaması. Mesela savaşa gideceksen. Haci Tyler da demişti o karnında uçuşan kelebekler olmasa kavga edecek motivasyonun olmaz diye. Yani o hormon bir bakıma savaşçı iksiri gibi bir şey. Ama anladığım kadarıyla sorunun şu ki, hiç extreme sayılmayacak durumlarda bile o hormon kontrolü ele almış. Bu kendini ''safe zone'' undan hiç çıkarmaman kaynaklı olabilir. Yani o olayları neden o kadar sikledin de ellerin titremeye başladı.

Bol bol soğuk yaklaşım yapıp kendi vücuduna terbiye vermen gerekiyor. Düşün bordo bereli bir komando olsaydın her gün terörist kesip dursaydın annenle tartışman veya eski platonik sevdiceğini görmen sende 5 nabız point bile oynatmazdı. Metaforu şiddete yönelin diye vermedim yanlış anlaşılma olmasın aman. Sadece kendini ''safe zone'' olarak tabir edilen güvenli, sıkıntısız bölgenden uzaklaştırıp beyninin kaçmaya çalıştığı işleri (bunlardan sana kalıcı hasar vermeyecek olanları seç) yaparsan bu tarz şeyler tırıvırı gelmeye dolayısıyla sendeki düşük eşikli uyarı/hazırlık sisteminin sağlıklı boyuta gelmesini sağlayacaktır.
Kullanıcı avatarı
dun bugun yarin
1. Nesil
Mesajlar: 139
Kayıt: 18 Mar 2018, 13:22

#7

Okunmamış mesaj

Sokrates'in dediklerini biraz detaylandırmak istiyorum.

Normal olarak uç bir durumda elin ayağın titrer, birbirine karışır. Bu insan olmanın getirisidir ve normaldir. Ama uç olmayan durumlarda böyle aşırı heyecanlanma bir travmadan veya "safe zone"a alışmış olmandan kaynaklanır. Mesela bir köpek tarafından ısırılan ve bunun sonucu olarak köpek gördüğünde eli ayağına karışan bir ablayı düşünelim. Bu ablamızın ısırılması onda bir travma oluşturduğu için her köpek gördüğünde aslında köpek görmek uç bir durum olmamasına rağmen heyecanlanıyor, aşırı tepkiler veriyor. Bunun çok saçma olduğu bariz; düzeltilmesi, travmanın iyileştirilmesi gerekiyor. Sokrates'in de dediği gibi bu tarz travmalarda çözüm üstüne gitmektir (EFT gibi şeyler de varmış ama detayını bilmiyorum). Yani korkmasına rağmen buna aldırmayıp gidip yolda gördüğü o köpeği sevmesi ve beynine bunda bir aksilik olmadığını kabul ettirmesi lazım. Bu travma kısmı için bir örnekti. Safe zone kısmı için Eşref'in komando örneğini verebiliriz. Senin durumuna sebep olan şey de bu ikisinden biri büyük ihtimalle. Bunları düzeltmek de yine senin çabana kalmış bir şey.
Kullanıcı avatarı
Tonga Sayıl
Silik
Mesajlar: 29
Kayıt: 11 Şub 2018, 23:05

#8

Okunmamış mesaj

Zamanında ben de bu sorundan muzdariptim. Kavga öncesi ip gibi gerildiğimi, gerginlikten vücudumun titreyişiyle baş başa kaldığımı hatırlıyorum. Aynı sorunu az çok dişilerde de yaşıyordum. Toplumun yıllardır bilinçaltına dayattıkları, ekstrem durumlarda direksiyonu ele alabilir. Vücut, evrimsel programlanıştan ötürü kendince, kendini korumak adına önlemler alır. Primitiftir bu önlemler. Ne doğrudur, ne yanlıştır. Bazen destek, bazen köstek olurlar. Vücut kavga sırasında titreme yaşatır çünkü o sırada savaş veya kaç teyakkuzu içerisindedir. Kaçman için birkaç miligram sıvı salgılar, titreme gibi belirli etkenler uygulayıp seni o sorundan kurtarmaya çalışır. Öte yandan, tam tersi olarak adrenalin salgılayarak –Toplum ağzıyla bu hale can havli diyoruz.- vücudunun sınırlarını aşmasını sağlar. Köpek kovalarken hiç olmadığı kadar hızlı koşman bu yüzdendir mesela. Aynı durum dişiler ile iletişimde de geçerli. Gözlerin üzerinde olmasını tehdit olarak algılayıp, içinde bulunduğu zorlu durumu atlatmak için kendince farklı reaksiyonlar gösterebilir.

Dişilerden verdiğim örnekten yola çıkarak söylüyorum, başlığı iyice anlasan dahi vücudunun alışılmadık olmadığı bir olayın içine sürüklenmesi - [mention]esref su iciyor[/mention] “safe zone” diyerek bunu kast ediyor.- dişinin veyahut olayın karşısında heyecanlanmana sebep olur ki bu gayet doğaldır. Hal böyle olunca, akılla yani bilişsel olarak mevzuyu kavramış olsan da, savaş meydanında çatışan vücudundur. Vücudun savaşa hazırlanması şarttır. Saha görevleri bu yüzden kilit. Başlık okura, akılsal ve telkinsel eğitim ile meselenin özünü verse dahi, vücudun gelişime ayak uydurması için, yani yazılımın toparlanması için saha görevleri birebir. Birey, farkında bile olmadığı travmalarıyla yüzleşir, senelerdir toplum tarafından aşılanan, alfa olmaya engel olan kalıpları yıkar bu görevlerde. Misalen, marine birlikleri var. Hayatında dişilerle pek ilişkisi olmayan veyahut odak noktası kadınlar olmayan askerler bunlar. Fakat marine birliklerinde aldıkları eğitimden dolayı bir kadına açılmak veyahut sivil insana zorlayıcı gelecek şeyler bunlara faso fiso geliyor. Bu yüzden [mention]esref su iciyor[/mention]'un verdiği düşük eşik örneği doğru.

Ben sorunumu, sorunumun üstüne giderek aştım. Dövüşmeyi öğrendim, kınayanın kınamasından korkmuyor oluşum, halime tavrıma yansısın diye. Sosyal çevremde ve saha görevlerinde pratikler yaptım, olağandışı bir sosyal durumda vücudun otomatik tepkimeleri apışıp kalmasın diye. Soğuk duş, libidoyu muhafaza etme, sert zeminde uyuma, gereksiz uyku saatini kısarak miskinlikten kurtulma gibi yöntemler, yazılımı toparlamanın yegane yolları. Bu dediklerimi aklın ölçüsünde yaparsan verim alırsın yoksa akılsız sikko sabah akşam soğuk duş alsa yine bir sik elde edemez, edecekse bile çok ufak çapta değişiklikler yaşar.

Kür Sad yazdı: 25 May 2018, 23:31 Biraz önce, 2 sene önce sevdiğim fakat öz güvensizlik yüzünden açılamadığım
kızı gördüm. Ufak bir konuşma geçti aramızda.Yine oldu hatta daha şiddetli titremeye başladı ve sadece ellerim değil başım ve bacaklarım da dahil oldu.
Fakat yazından anladığım kadarıyla sorun, başlığı yeni okumandan dolayı mı yoksa özümseyemediğinden dolayı mı, bilemediğim bir nedenden dolayı hayata dair bilgi eksikliğinden ve düşük farkındalık seviyesinden ötürü kaynaklanıyor. Bu bilgisizlikte, sorunu körüklüyor. Sonuçta yazılım, aklın gölgesidir. İçinin dışa yansıması için öncelikle içinin inşa olması gerekir. Sonrasında ise vücudun yani yazılımın sana ayak uydurarak, istediğimiz hal ve tavra sahip olmaya başlayacaktır. Akıl tam olarak gerekeni yapmadığı müddetçe, vücut da istenileni yerine getiremeyecektir.

Şuan başlığa dair çalışmaya aynen devam et, bu süreci bahsettiğim etkenler ile desteklersen sorununu çözebilirsin. Ayrıca şunu da söyleyeyim, bazen gerçekten asap bozucu şeyler yaşayıp sinirlerine hakim olamayabilirsin. Deşarj olabileceğin bir fırsat da elinde yoktur. Bu yüzden önerim, cidden sinirden kaynaklanan bir durum söz konusuysa, bu durumu kötüye yormaman olacaktır.
Cevapla Önceki başlıkSonraki başlık