Irkçılık, "nerelisin?" demekle başlar.
Gönderilme zamanı: 02 Eki 2018, 22:27
İslam da ırkçılık yoktur. Ama toplumumuza bakacak olursak; sırf çevresel durumlar, algılar ve medyanın etkisi ile milyonlarca türkçü, milliyetçi, halkçı insanlar ortaya çıktı.
Araplara, hain.
Suriyelilere, vatan haini.
Kürtlere, nankör.
Yabancılara, gevur.
Diye diye toplum kendisiyle, diniyle çelişir oldu.
Darbe zamanları; asker sevgisi azaldı. Askere güven ve hayranlık kalmadı.
Darbe sonraları; söz, savaşçı, dağ2 gibi filmler ile tekrar asker sevgisi arttı. Heryer de jöh,pöh aşığı oldu. Milliyetçilik arttı.
Demek ki herşeyin başı medya.
Bir nevi kabileciliktir bu ideolojiler; milliyetçilik, türkçülük, arapçılık, ülkücülük, halkçılık, devletçilik vs.
Ben insancıyım, karşımda ki her ne olursa olsun, insansa saygı duyarım ve eşitimdir. Ne benim ona, nede onun bana bir üstünlüğü olamaz.
Ben isterdim ki dünya da tek bir dil olsun, tek bir ülke ve eyaletleri olsun.
Böyle olsa dünya daha rahat daha huzurlu olur ve iletişim, bilgi, bilim, tıp insanların ortak desteğiyle çok daha yükseklerde olurdu. Askeri orduların olmaması, zulümün, sömürgeciliğin olmaması ile dünyadaki ortak ekonomik sistem ve ferah daha iyi olurdu.
O kadar çok yabancı insanlar ile tanıştım ki tanımadığım ırk kalmadı. Asyalısını, japonunu, rus, arap, alman, isveç, ingiliz, holland, poland, belçika vs. Çoğu insanı tanıdım. Hepsi birbirinden güleryüzlü, anlayışlı ve saygılı insanlardı. Asla bizim toplumumuz gibi din, ırk, siyaset konularına girmezler. Onlar için özel, titiz konulardır bunlar. Bizim gibi önyargılı değiller. " her koyun kendi bacağından asılır." Sözünü benimsemişler ve sadece insanın karakteriyle kendisiyle ilgilenirler. Farkettiğim tek şey dilimiz farklı ve bazı kültürel durumlarımız farklı onun haricinde herşeyimiz aynı.
Burdan çıkarmamız gereken şu, bizim dünyada yaşayan hiçbir insan ile sorunumuz yok, ne abd ne iran ne israil hiçbiri ile problemimiz yok. Problemi olan yalnızca siyasilerdir, politikacılardır. Biz insanları dinine, içtiklerine göre yargılamadığımız sürece hiç bir ırkla sorunumuz yok.
"Dış mihraklar" safsatası yalnızca para piyasasını elinde oynatan siyasiler, politikacılar, bankalar için geçerlidir.
Osmanlı da türkler azınlıktı, osmanlıda hiç milliyetçilik kafası olmadığı için hep güçlü kol kola savaştılar ve bu sebebin bile osmanlının yüzlerce yıl hüküm sürmesine büyük fayda sağlamıştır.
Milliyetçilik, türkçülük, ülkücülük vb. İdeolojiler din ile çelişmesi, insanları dışlamaktan, insanı birbirine kırdırmasından ve üstünlük taslamasından başka birşey değillerdir. Faydasız ideolojilerdir.
İnsanları suriyeli, kürt, arap diye ayırdığımız zaman onlarında duyguları, düşünceleri olan bizim gibi insanlar olduklarını unutmamalıyız. Siyasilerin hatalarını tüm insanlara mal etmemeliyiz.
Kimseye nerelisin dememeliyiz, bu bir kutuplaştırmadır. İnsanın nereli olduğunun bir önemi yok. Önemli olan düşünceleridir. 'Nerelisin?' İle 'Nerede doğdun?' Farklıdır.
Irkçılık yalnız ten rengi değildir.
Bizim ırkımız insandır.
Arap-islam veya Türk-islam değil İnsan-islam olmalı düşünceler.
Bu konular üzerinde aşırı duruyorum, varsa eksiğim, yanlışım söylerseniz sevinirim. Amaç; mutlak doğruyu bilmektir.
Saygılar.
Araplara, hain.
Suriyelilere, vatan haini.
Kürtlere, nankör.
Yabancılara, gevur.
Diye diye toplum kendisiyle, diniyle çelişir oldu.
Darbe zamanları; asker sevgisi azaldı. Askere güven ve hayranlık kalmadı.
Darbe sonraları; söz, savaşçı, dağ2 gibi filmler ile tekrar asker sevgisi arttı. Heryer de jöh,pöh aşığı oldu. Milliyetçilik arttı.
Demek ki herşeyin başı medya.
Bir nevi kabileciliktir bu ideolojiler; milliyetçilik, türkçülük, arapçılık, ülkücülük, halkçılık, devletçilik vs.
Ben insancıyım, karşımda ki her ne olursa olsun, insansa saygı duyarım ve eşitimdir. Ne benim ona, nede onun bana bir üstünlüğü olamaz.
Ben isterdim ki dünya da tek bir dil olsun, tek bir ülke ve eyaletleri olsun.
Böyle olsa dünya daha rahat daha huzurlu olur ve iletişim, bilgi, bilim, tıp insanların ortak desteğiyle çok daha yükseklerde olurdu. Askeri orduların olmaması, zulümün, sömürgeciliğin olmaması ile dünyadaki ortak ekonomik sistem ve ferah daha iyi olurdu.
O kadar çok yabancı insanlar ile tanıştım ki tanımadığım ırk kalmadı. Asyalısını, japonunu, rus, arap, alman, isveç, ingiliz, holland, poland, belçika vs. Çoğu insanı tanıdım. Hepsi birbirinden güleryüzlü, anlayışlı ve saygılı insanlardı. Asla bizim toplumumuz gibi din, ırk, siyaset konularına girmezler. Onlar için özel, titiz konulardır bunlar. Bizim gibi önyargılı değiller. " her koyun kendi bacağından asılır." Sözünü benimsemişler ve sadece insanın karakteriyle kendisiyle ilgilenirler. Farkettiğim tek şey dilimiz farklı ve bazı kültürel durumlarımız farklı onun haricinde herşeyimiz aynı.
Burdan çıkarmamız gereken şu, bizim dünyada yaşayan hiçbir insan ile sorunumuz yok, ne abd ne iran ne israil hiçbiri ile problemimiz yok. Problemi olan yalnızca siyasilerdir, politikacılardır. Biz insanları dinine, içtiklerine göre yargılamadığımız sürece hiç bir ırkla sorunumuz yok.
"Dış mihraklar" safsatası yalnızca para piyasasını elinde oynatan siyasiler, politikacılar, bankalar için geçerlidir.
Osmanlı da türkler azınlıktı, osmanlıda hiç milliyetçilik kafası olmadığı için hep güçlü kol kola savaştılar ve bu sebebin bile osmanlının yüzlerce yıl hüküm sürmesine büyük fayda sağlamıştır.
Milliyetçilik, türkçülük, ülkücülük vb. İdeolojiler din ile çelişmesi, insanları dışlamaktan, insanı birbirine kırdırmasından ve üstünlük taslamasından başka birşey değillerdir. Faydasız ideolojilerdir.
İnsanları suriyeli, kürt, arap diye ayırdığımız zaman onlarında duyguları, düşünceleri olan bizim gibi insanlar olduklarını unutmamalıyız. Siyasilerin hatalarını tüm insanlara mal etmemeliyiz.
Kimseye nerelisin dememeliyiz, bu bir kutuplaştırmadır. İnsanın nereli olduğunun bir önemi yok. Önemli olan düşünceleridir. 'Nerelisin?' İle 'Nerede doğdun?' Farklıdır.
Irkçılık yalnız ten rengi değildir.
Bizim ırkımız insandır.
Arap-islam veya Türk-islam değil İnsan-islam olmalı düşünceler.
Bu konular üzerinde aşırı duruyorum, varsa eksiğim, yanlışım söylerseniz sevinirim. Amaç; mutlak doğruyu bilmektir.
Saygılar.