İnsan Özünde İyi Midir Kötü Mü?
Gönderilme zamanı: 09 Ağu 2022, 18:06
https://eksisozluk.com/insan-ozunde-kot ... ?a=popular
İyi ve kötüyü bir haritada iki uç olarak düşünürsek insanların çoğunun kötüye yakın bir skalada bulunduğunu söyleyebiliriz, kalanların azınlığı tam kötünün üstünde, diğerleri de hayat çoğunlukla gri olduğundan iyi ile kötü arası dağılmış durumda. Öğreti tabirleriyle ifade edersek çoğunluğu betaya yakın omegabeta, bir kısmı omegaya yakın omegabeta, daha az bir kısmı da beta. Toplum içinde akıl sahibi yani omega ve alfa bulunmaz, bu insanlar ancak hayatları tarafından veya şartlarla yetişmiş biri tarafından eğitilmiş olmayla ortaya çıkarlar.
Yorumlarda biri tabula rasa falan demiş de böyle bir durum olmadığını hem hayatı inceleyerek hem de artık deneylerle biliyoruz ki bunların en bilinenlerden biri de bebeklerle yapılan kukla deneyi. Bu deneye göre insan doğuştan iyiye ve iyiyi savunmaya meyilli, ama insan aynı zamanda iyinin karşısında olsa da sevdiği şeyi savunmaya da meyilli; merak edenler deneyi inceleyebilirler, yani içimizde belirli yatkınlıklarla doğuyoruz. Genetiğin etkisi ve daha birçok şey de bunun içindedir. İnsan iyi yetiştiği takdirde ortaya çoğunlukla iyiye meyilli bir karakter çıkıyor fakat aile, sosyal çevre gibi etkenler çoğunlukla sağlıksız olduğu ve insanların çoğu da bu şartlarda yaşadığı travmalarla yüzleşmektense kolaya kaçmayı ve sağlıksızlıktan yüz çevirmektense sağlıksızlara uymayı tercih ettiği için kötüler çoğunlukta oluyor.
Akılsız ya da akıl kırıntıları yetmeyen birine ilk bakışta çok insan iyi gelebilir, ama zaten dışarıdan bakışta çoğu insan iyi görünür; hastalıklarının ortaya çıkacağı şartlar olduğu zaman semptomları yansımaya başlar. Yani öğretide ilerledikçe şu rahatlıkla görülebilir hale gelir, okumayan ve kendi üzerinde çalışmayan neredeyse herkeste ama az ama çok gözle görülebilir hastalıklar vardır.
İyi ve kötüyü bir haritada iki uç olarak düşünürsek insanların çoğunun kötüye yakın bir skalada bulunduğunu söyleyebiliriz, kalanların azınlığı tam kötünün üstünde, diğerleri de hayat çoğunlukla gri olduğundan iyi ile kötü arası dağılmış durumda. Öğreti tabirleriyle ifade edersek çoğunluğu betaya yakın omegabeta, bir kısmı omegaya yakın omegabeta, daha az bir kısmı da beta. Toplum içinde akıl sahibi yani omega ve alfa bulunmaz, bu insanlar ancak hayatları tarafından veya şartlarla yetişmiş biri tarafından eğitilmiş olmayla ortaya çıkarlar.
Yorumlarda biri tabula rasa falan demiş de böyle bir durum olmadığını hem hayatı inceleyerek hem de artık deneylerle biliyoruz ki bunların en bilinenlerden biri de bebeklerle yapılan kukla deneyi. Bu deneye göre insan doğuştan iyiye ve iyiyi savunmaya meyilli, ama insan aynı zamanda iyinin karşısında olsa da sevdiği şeyi savunmaya da meyilli; merak edenler deneyi inceleyebilirler, yani içimizde belirli yatkınlıklarla doğuyoruz. Genetiğin etkisi ve daha birçok şey de bunun içindedir. İnsan iyi yetiştiği takdirde ortaya çoğunlukla iyiye meyilli bir karakter çıkıyor fakat aile, sosyal çevre gibi etkenler çoğunlukla sağlıksız olduğu ve insanların çoğu da bu şartlarda yaşadığı travmalarla yüzleşmektense kolaya kaçmayı ve sağlıksızlıktan yüz çevirmektense sağlıksızlara uymayı tercih ettiği için kötüler çoğunlukta oluyor.
Akılsız ya da akıl kırıntıları yetmeyen birine ilk bakışta çok insan iyi gelebilir, ama zaten dışarıdan bakışta çoğu insan iyi görünür; hastalıklarının ortaya çıkacağı şartlar olduğu zaman semptomları yansımaya başlar. Yani öğretide ilerledikçe şu rahatlıkla görülebilir hale gelir, okumayan ve kendi üzerinde çalışmayan neredeyse herkeste ama az ama çok gözle görülebilir hastalıklar vardır.