Kur'an'da Akrabalık Konusu Remastered
Gönderilme zamanı: 02 Oca 2024, 21:41
Yazı iki parçadan oluşmakta. Birinci kısımda daha dogmatik bir tavırla yakın olduğumuz düşünceleri kısa net bir şekilde ifade etmeye çalıştık. İlk kısmı böyle yazmamızın sebebi yazının okunulmasını kolaylaştırmak ve yakın olduğumuz düşünceleri net bir şekilde ifade etmekti. İkinci kısım ise birinci kısımdaki düşüncelerimize nasıl ulaştığımızı adım adım göstermekte. Kur’an ilmi olmadan bu konularda kesin ve net ifade kullanmaktan kaçınmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz, o yüzden yazının ilk kısmı kesin ve net ifadelerle yazılmış olsa dahi bu yazı akrabalık konusunda kesin hükümler verdiğimiz bağlayıcı olan bir yazıdan ziyade bizim şu anki akrabalık konusu hakkındaki düşüncelerimiz ve argümanlarımızdan ibarettir. H.t tarafından araştırılmamızın istenildiği yazılardan birisi olan akrabalık konusundaki sorumluluğumuzu yerine getirmek istedik, sonradan gelip daha derinlemesine bu konuyu incelemek isteyenler için ve genel olarak bu konuda bir fikir almak isteyenler için umarız yardımcı olur.
Kai-Bold-Belikebond
BİRİNCİ KISIM
Kurba Kelime Anlamı
Kurba قُربی/ kelimesi, kelime kökeni olarak yakın, yakın olma, yakınlık anlamlarına gelir.
Kelime ق ر ب kökünden gelir ve Aramice/süryanice' de ''kreb'' yakın olma, ittifak etme, yaklaşma sözcüğüyle eş kökenlidir. Aynı zamanda kurb kelimesi, bu'd -uzaklık, remoteness, distance- kelimesinin zıttıdır.
Akraba kelime anlamı
‘’Arapça aḳribāˀ أقرباء "yakınlar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḳrb kökünden gelen ḳarīb قريب "yakın" sözcüğünün çoğuludur.’’
KURBA PATTERN 1
Kurba kelimesi mesakin, yetama, ibn sebil gibi kelimelerle kullanıldığında akrabalık bağına indirgenemez, bunun için bir neden yoktur. Ayetler toplumun muhtaç kesimine yardımı vurgular ve ‘’yakınlar, yakın’’ ifadesi de senin elinin ulaşabileceği yakınında bulunan arkadaşın, dostun, akraban, komşun gibi insanlardır. Kurba kelimesi burada hepsini kapsar ve sadece kan bağına indirgenemez.
Örnek Ayet:
2:83 Hani! Bir zaman İsrailoğulları'ndan, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara iyi söz söyleyin, "salatı ikame edin, zekatı yapın ", diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız.
Kurba Pattern 1 Ayetler: 2:83, 2:177,2:215,4:36,4:8, 8:41, 16:90,17:26,30:38,24:22, 59:7
ENFAL 41
8:41 ‘’Ve iyice bilin ki ganimet olarak elde ettiğiniz şeyin mutlaka beşte biri Allah'ın ve Peygamberin ve yakınların/veliżî-lkurbâ ve yetimlerin ve yoksulların ve yolda kalmışlarındır. Allah'a inanmışsanız ve hak ile batılın ayrıldığı, yani iki ordunun birbiriyle buluştuğu gün kulumuza indirdiğimize iman etmişseniz ve Allah'ın her şeye gücü yeter.’’
Bu ayeti ayrı olarak açıklamak istedik çünkü bu ayete dair birçok farklı yorum var. Bize göre kurba pattern 1’deki tamlamalarla kullanıldığı için yine bir şekilde muhtaçlık sahibi kalmış yakınlar anlamına gelir. Gerek Allah yolunda savaşmaktan gerekse farklı sebeplerden ihtiyaç sahibi durumuna düşmüş, elimizin dokunabileceği yakınlarımızdır. Bu kurba kan bağı da olabilir, Allah yolunda savaşmaktan dolayı malını mülkünü kaybetmiş insanlar da olabilir, komşumuz da olabilir.
NİSA 7-8 AÇIKLAMASI
4:7 ‘’Erkekler için pay var anayla babanın ve yakınların/akrabune bıraktıkları malda, kadın için de pay var anayla babanın ve yakınların/akrabune bıraktıklarında. Bu ödenmesi farz kılınmış bir paydır.''
Buradaki akrabune kan bağını ifade eder ve ana babanın ve kan bağı sahibi olduğun insanların bıraktığı mirasta erkek için ve kadın için pay olduğunu belirtir, farz kılar.
4:8 ‘’Miras taksim edilirken yakınlar/ulu-lkurba, yetimler, yoksullar bulunursa o maldan onları da rızıklandırın ve kendilerine güzel sözler söyleyin.’’
Bu ayet ise ulu-lkurba ile kan bağını değil, aynı kurba’nın daha önce yetama, mesakin, ibn sebil ile kullanıldığında verdiği anlamı verir. Miras taksimi esnasında orada bulunan, yakının olan, muhtaç insanlar kastedilir. Ayette herhangi bir farz kılma durumu yoktur, eğer ki orada bulunurlarsa güzel söz söyleyin ve ihtiyaçlarını giderin denilir. Kan bağına indirgenemez.
KURBA PATTERN 2
Burada kurba ‘’ velev kane za kurba’’ veya ‘’velev kane uli kurba’’ şeklinde kullanılmakta. ‘’Yakınlarınız da olsa’’, ‘’yakınınız dahi olsa’’ doğru olanı yapın, menfaatlerinizden ve duygularınızdan bağımsız bir şekilde hareket edin mesajı verilmekte. Kurba kelimesi ile burada senin sevdiğin, saydığın ,senin için önemi olan insanlar vurgulanır. Gerek sosyal bir ittifak içinde bulunduğun gerekse aranda kan bağı bulunan kişiler veya arkadaşların anlamındadır. Burada yani kurba’ya belirli bir anlam verip kısıtlamaya çalışmaktansa ayetin vermek istediği mesaja odaklanmak daha doğru olandır.
Örnek Ayet:
6:152 ‘’Olgunluk çağına erişinceye kadar, iyiliği için olmadıkça yetimin malına dokunmayın. Ölçü ve tartıyı hakkaniyetle yapın. Biz, gücünün yettiğinden fazlasını kişiye teklif etmeyiz. Yakınınız da olsa/velev kâne żâ kurbâ konuştuğunuz zaman adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. O, size bunları böylece öğütte bulundu, umulur ki öğüt alırsınız.’’
Pattern 2 Ayetler: 5:106, 6:152, 9:113, 35:18, 4:135
AKRABA KELİMESİNİN KULLANIMI/PATTERN 3
Aşağıdaki ayetlerde kullanılan akraba kelimesi, dostluk, ittifak, toplumun muhtaç kısmı gibi anlamlara gelmez ve sadece kan bağı kastedilmektedir. Bunun sebebi başlıca miras ile alakalı hükümlerin bu ayetlerde açıklanması ve bu ayetlerde aynı kelimeye bağlı kalınmasıdır. Yukarıda açıkladığımız Nisa7-8 yine bu görüşe delil oluşturmaktadır.
Örnek Ayet:
4:33 ‘’Anne, baba ve yakınların/akrabûn bıraktıkları her şey için bir mirasçı tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin. Şüphesiz Allah, her şeye şahittir.’’
Pattern 3 Ayetler: 2:180, 4:7, 4:33
26:214
‘’Veenżir ‘aşîrateke-l-akrabîn/Sen kavminden en yakınlarını uyar.’’
elçinin güvendiği, kendisine yakın olan insanlardan başlayarak –aile,sevgi bağı olan insanlar, soydaşlar- uyarmaya başlaması vurgulanmaktadır.
MEVEDDET AYETİ/42:23
42:23 ‘’İşte bu, Allah'ın, iman edip salihâtı yapan kullarına müjdelediği şeydir. De ki: “Ben bu çağrıya karşılık yakınlıkta sevgiden/meveddete fî-lkurbâ başka sizden bir ücret istemiyorum.’’ Her kim bir iyilik yaparsa, onun için iyilikleri artırırız. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Çok Şükreden'dir.’’
Burada meveddete fi-lkurba, yakınlıkta sevgi, yol arkadaşlarınızı sevmeniz, ittifak kurduğunuz insanlarla sevgi bağı anlamlarında kullanılmakta. Yoldaşlık ve birleşme önerilmekte. ‘’Elçinin Ehli beyti’’ diye çevirmenin veya ‘’Allah’a yakınlaştıran sevgi’’ veya ‘’akrabalıkta sevgi’’ gibi anlamların yanlış olduğunu düşünüyoruz. Gerek surenin geneli, gerek meveddet kelimesinin anlamı ve Kur’an’daki kullanımı bizi bu anlamı vermeye yaklaştıran şeyler arasında.
ERHAM KELİMESİNİN KUR’AN’DA KULLANIMI
Erham Kelimesi: Erham, r-h-m kökünden gelir, rahim kelimesinin çoğuludur. Kelimenin direkt çevirisi ‘’rahimler’’dir. Ana rahmi anlamına gelen ‘’rahm’’ kelimesinden türediği için genelde kan bağı/akrabalık olarak çevrilir fakat mecazi olarak yakınlık, sıkı-fıkılık, dostluk, sevgi bağı anlamları da vardır.
Erhamla sıklıkla kullanılan iki kelime:
Evla: daha yakın, daha layık, daha değerli, en yakın, birbirine hak sahibi/sorumlu olmak, birbirine öncelikli olmak
Evliya: koruyucular, yardımcılar, gözeticiler, destekleyiciler, yandaşlar,dostlar
Ayetler : Nisa 1, Muhammed 22, Enfal 75, Ahzab 6, Mümtehine 3
NİSA 1 AÇIKLAMASI
‘’ Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve erham(bağlarını koparmak)dan sakının/ ttekû. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.’'
Nisa 1 ayetindeki erham bağlarınızı koruyun ifadesine anlam verirken sonrasında gelen ayetleri de mutlaka hesabın içine katmak gerekir. Sonrasındaki ayetlerde başlıca yetimlere olan tavır, evlatlıklara olan yaklaşım, kadınlar, miras hukuku gibi konular ele alınmakta. Erham bağlarınızı koruyun ifadesini bu bağlamın içerisinde düşündüğümüzde yakın olduğun, kan bağın bulunan, evlatlığın, eşin, miras bırakacağın kişiler ve bu kişilere karşı olan hukuka, haklara uyman, adaletli davranman istenildiğini düşünüyoruz.
MUHAMMED 22 AÇIKLAMASI
47:22 ‘’ Demek siz iş başına gelecek olursanız/tevelleytum yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve erham bağlarınızı koparacaksınız/tukatti’û erhâmekum öyle mi?’’
Münafıkların koparmaya çalışacağı şey kan bağı mıdır yoksa güç yeşertmeye çalışan ve tanrı yolunda savaşan ittifaklar/ilişkiler midir?
Enfal 73: ‘’İnkar edenler birbirlerinin velileridir/dostlarıdır. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur.’’
Enfal 73’ de bozgunculuğun çıkmaması için önerilen şey nedir? Birleşmek, sevgi bağı, ittifak kurmak. Muhammed 22’ de betaların bozgunculuk çıkarırken aynı zamanda yapacağı iş nedir? Erham’ı kesmek. Erhamın nasıl anlamları bulunmakta? Dostluk/sevgi bağı/yakın ilişki.
Muhammed 22’de erham kelimesinin sevgi bağı/yoldaşlık bağı/ittifak/dostluk anlamlarında kullanıldığını düşünüyoruz.
ENFAL 75 AÇIKLAMASI
Enfal 72 : Onlar ki, inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihat ettiler; onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır/ ba’duhum evliyâu ba’d. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kadar size onların yönetiminden/ velâyetihim bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
Enfal 75 : ''Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler. Bir de ‘’ulu-lerham’’olanlar, Allah'ın kitabına göre, birbirlerine evladırlar/birbirlerine daha yakındırlar/ba’duhum evlâ biba’din. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bilir.''
‘’Medîne’ye hicretten sonra Hz. Peygamber Muhâcirlerle Ensar arasında kardeşlik esasını ortaya koymuş, bu da onların birbirlerine mirasçı oldukları şeklinde bir anlamaya sebep olmuştu (72.ayet). Bu âyet (75.ayet), mirasın sadece kan bağı ile belirlendiğini bildirmektedir.’’ Geleneksel yorum bu şekilde.
Biz bu iki ayetin sadece mirasçılığa indirgenmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Enfal 72’de birbirinin evliyasıdırlar kısmındaki evliya kelimesine birbirinin mirasçılarıdır şeklinde anlam verilmekte. Fakat ‘’Evliya’’ kelimesinin kullanıldığı yerlere de bakarsak dostluk/koruyuculuk/müttefiklik gibi anlamları olduğunu görürüz. Kullanıldığı yerlerin mirasçılıkla alakasız olduğu açıktır. Hatta Enfal 73’de müşrikler birbirlerinin evliyasıdır denilmekte. Hemen bir sonraki ayet. ‘’ Velleżîne keferû ba’duhum evliyâu ba’d’’. Buraya da o zaman kafirler birbirinin mirasçısıdır diye çevirmeliyiz?
Yine 72. ayette geçen ‘’mirasçılık hakkı’’ diye çevirilen ‘’velayet’’ kelimesinin de sorumluluk, yükümlülük, yönetim anlamları var.
Yani basitçe, 72. ayete Muhacir ve ensar birbirlerinin evliyasıdır/dostudur/müttefikidir. Hicret etmemiş olanlara gelince onlara karşı sizin bir velayetiniz/yükümlülüğünüz/sorumluluğunuz yoktur. Fakat sizden yardım isterlerse, nüans gözeterek, yardım etmelisiniz denmekte. En başta attığımız 72. ayetin çevirisi gibi durum, bu çeviri Yaşar Nuri Öztürk’e ait.
75. Ayette geçen ve mirasçılık bakımından daha yakındır anlamı verilen ‘’evla’’ kelimesinin mirasçı gibi bir anlamı yok. Evla kelimesi hiçbir zaman miras ayetleriyle veya miras ile ilgili bir bağlamın içerisinde kullanılmadı. Evla’nın geçtiği ayetler 3:68, 4:135, 8:75, 19:70, 33:6, 75:34, 47:20.
Evla kelime anlamı: daha yakın, daha layık, daha değerli, en yakın, birbirine hak sahibi/sorumlu olmak, birbirine öncelikli olmak.
Özetlemek gerekirse burada ulu-lerham olarak çevrilen kalıp kan bağına işaret etmektedir fakat olay sadece mirasçılık bağlamında değildir. Kan bağı olanların o organizasyon içerisinde gerek mirasçılık gerekse diğer birçok olay konusunda birbirlerine daha yakın ve daha sorumlu olması gerektiği söylenmektedir. İşin doğal olanı da zaten kan bağı bulunan kişilerin birbirlerine daha bir yakın ve daha bir sorumlu olmasıdır. Elçinin kardeş kılma uygulamasından dolayı mirasçılık da tabii ki o dönem sorulan sorulardan olabilir. Fakat Kur’an’ın evrensel bir kitap olması ve argümanlar kısmında da bahsettiğimiz birçok delil olayın sadece mirasçılığa indirgenemeyeceğini bize bildiriyor.
AHZAB 6 AÇIKLAMASI
33:6 ‘’Peygamber, mü'minlere nefislerinden daha evlâdır, eşleri de onların anneleridir, ‘’ulu-lerham’’ da Allahın kitabında birbirlerine diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha evlâdırlar. Ancak dostlarınıza/evliya-ikum bir iyilik yapmanız müstesnâ, kitapta o yazılı bulunuyor.’’
Klasik tefsir bu ayetin yine akrabaların sadece birbirine mirasçı olacağını belirttiğini söylemekte. Erham sahipleri birbirine daha yakındır/ulul erhami ba'duhum evla bi ba'dın kalıbından yola çıkarak kan bağı bulunanlar birbirine mirasçıdır denmekte yani. Oysa bu kalıp erham sahipleri birbirine daha yakındır demek. Neden sadece mirasçılığa indirgiyoruz?
Yukarıdaki Enfal 75 için argümanlarımız aynı şekilde bu ayet için de geçerli. Erham sahiplerinin birbirlerine daha yakın olması sadece mirasçılıkla açıklanamaz. Kan bağı olanlar birbirlerine daha yakındır, daha sorumludur. Mirasçılık ise bunun belki bir açısıdır yalnızca. Yani kastedilen şey sadece mirasçılığa indirgenemez.
Ekstra olarak ulu-lerham kalıbının kan bağından ziyade muhacir ve ensar içerisinde aynı müslüman mümin ayrımı gibi elçinin takipçileri arasında farklı bir sınıf/seviyedeki insanların kastedildiği yönünde de yorumlar yapılmakta. Hem Enfal 75 hem Ahzab 6 için Muhammed Esed bu yorumu yapmakta. Fakat bizce bu yorum çok zorlama kalmakta. Tanrı zaten mümin müslüman ayrımı yapmışken bunun üstüne ulu-lerham olarak bir sınıf daha eklemek biraz gerçeklikten uzak ve zorlama gözüküyor.
MÜMTEHİNE 3 AÇIKLAMASI
60:3 ‘’Kıyamet günü ‘’erhamlarınız/erhamukum’’ ve çocuklarınız size fayda vermezler. Çünkü Allah aranızı ayırır. Allah yaptıklarınızı görendir.’’
Buradaki erham’a sana dünya hayatında yardımcı olmuş, senin yanında bulunmuş yakınların/dostların/kan bağı bulunan yakınların ifade edilmekte. Yine mesajın kelimeden daha önemli olduğunu düşündüğümüz bir ayet. Alman gereken mesaj, dünyada senin yanında olmuş, sana yardımcı olmuş olan insanların dahi senin hükmün için bir şeyi değiştiremeyeceği, sadece Tanrı’nın eline kalacağın gerçeği.
Ayrıca mümtehine 3’ün hemen ardından gelen mümtehine 4’de Elçi İbrahim ve babasının ilişkisinden bahsedilmesi bize erham kelimesinin kan bağı anlamında da bir yerlerde kullanılabileceğinin ipucunu vermekte.
Mümtehine 4: Ancak İbrahim'in babasına: "Allah'tan olacak olana gücüm yetmez, fakat senin için bağışlanma dileyeceğim" sözü hariç. İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için iyi bir örnek vardır. Onlar halklarına şöyle demişlerdi: "Biz, sizden ve sizin Allah'ın yanı sıra kulluk ettiğiniz şeylerden kesinlikle uzağız. Biz, sizi reddediyoruz. Siz, ilahın yalnızca Allah olduğuna inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda düşmanlık ve buğz devam edecektir. Rabb'imiz! Yalnız Sana dayandık, yalnız Sana yöneldik. Ve dönüş yalnızca Sana'dır."
Kai-Bold-Belikebond
BİRİNCİ KISIM
Kurba Kelime Anlamı
Kurba قُربی/ kelimesi, kelime kökeni olarak yakın, yakın olma, yakınlık anlamlarına gelir.
Kelime ق ر ب kökünden gelir ve Aramice/süryanice' de ''kreb'' yakın olma, ittifak etme, yaklaşma sözcüğüyle eş kökenlidir. Aynı zamanda kurb kelimesi, bu'd -uzaklık, remoteness, distance- kelimesinin zıttıdır.
Akraba kelime anlamı
‘’Arapça aḳribāˀ أقرباء "yakınlar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ḳrb kökünden gelen ḳarīb قريب "yakın" sözcüğünün çoğuludur.’’
KURBA PATTERN 1
Kurba kelimesi mesakin, yetama, ibn sebil gibi kelimelerle kullanıldığında akrabalık bağına indirgenemez, bunun için bir neden yoktur. Ayetler toplumun muhtaç kesimine yardımı vurgular ve ‘’yakınlar, yakın’’ ifadesi de senin elinin ulaşabileceği yakınında bulunan arkadaşın, dostun, akraban, komşun gibi insanlardır. Kurba kelimesi burada hepsini kapsar ve sadece kan bağına indirgenemez.
Örnek Ayet:
2:83 Hani! Bir zaman İsrailoğulları'ndan, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara iyi söz söyleyin, "salatı ikame edin, zekatı yapın ", diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız.
Kurba Pattern 1 Ayetler: 2:83, 2:177,2:215,4:36,4:8, 8:41, 16:90,17:26,30:38,24:22, 59:7
ENFAL 41
8:41 ‘’Ve iyice bilin ki ganimet olarak elde ettiğiniz şeyin mutlaka beşte biri Allah'ın ve Peygamberin ve yakınların/veliżî-lkurbâ ve yetimlerin ve yoksulların ve yolda kalmışlarındır. Allah'a inanmışsanız ve hak ile batılın ayrıldığı, yani iki ordunun birbiriyle buluştuğu gün kulumuza indirdiğimize iman etmişseniz ve Allah'ın her şeye gücü yeter.’’
Bu ayeti ayrı olarak açıklamak istedik çünkü bu ayete dair birçok farklı yorum var. Bize göre kurba pattern 1’deki tamlamalarla kullanıldığı için yine bir şekilde muhtaçlık sahibi kalmış yakınlar anlamına gelir. Gerek Allah yolunda savaşmaktan gerekse farklı sebeplerden ihtiyaç sahibi durumuna düşmüş, elimizin dokunabileceği yakınlarımızdır. Bu kurba kan bağı da olabilir, Allah yolunda savaşmaktan dolayı malını mülkünü kaybetmiş insanlar da olabilir, komşumuz da olabilir.
NİSA 7-8 AÇIKLAMASI
4:7 ‘’Erkekler için pay var anayla babanın ve yakınların/akrabune bıraktıkları malda, kadın için de pay var anayla babanın ve yakınların/akrabune bıraktıklarında. Bu ödenmesi farz kılınmış bir paydır.''
Buradaki akrabune kan bağını ifade eder ve ana babanın ve kan bağı sahibi olduğun insanların bıraktığı mirasta erkek için ve kadın için pay olduğunu belirtir, farz kılar.
4:8 ‘’Miras taksim edilirken yakınlar/ulu-lkurba, yetimler, yoksullar bulunursa o maldan onları da rızıklandırın ve kendilerine güzel sözler söyleyin.’’
Bu ayet ise ulu-lkurba ile kan bağını değil, aynı kurba’nın daha önce yetama, mesakin, ibn sebil ile kullanıldığında verdiği anlamı verir. Miras taksimi esnasında orada bulunan, yakının olan, muhtaç insanlar kastedilir. Ayette herhangi bir farz kılma durumu yoktur, eğer ki orada bulunurlarsa güzel söz söyleyin ve ihtiyaçlarını giderin denilir. Kan bağına indirgenemez.
KURBA PATTERN 2
Burada kurba ‘’ velev kane za kurba’’ veya ‘’velev kane uli kurba’’ şeklinde kullanılmakta. ‘’Yakınlarınız da olsa’’, ‘’yakınınız dahi olsa’’ doğru olanı yapın, menfaatlerinizden ve duygularınızdan bağımsız bir şekilde hareket edin mesajı verilmekte. Kurba kelimesi ile burada senin sevdiğin, saydığın ,senin için önemi olan insanlar vurgulanır. Gerek sosyal bir ittifak içinde bulunduğun gerekse aranda kan bağı bulunan kişiler veya arkadaşların anlamındadır. Burada yani kurba’ya belirli bir anlam verip kısıtlamaya çalışmaktansa ayetin vermek istediği mesaja odaklanmak daha doğru olandır.
Örnek Ayet:
6:152 ‘’Olgunluk çağına erişinceye kadar, iyiliği için olmadıkça yetimin malına dokunmayın. Ölçü ve tartıyı hakkaniyetle yapın. Biz, gücünün yettiğinden fazlasını kişiye teklif etmeyiz. Yakınınız da olsa/velev kâne żâ kurbâ konuştuğunuz zaman adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. O, size bunları böylece öğütte bulundu, umulur ki öğüt alırsınız.’’
Pattern 2 Ayetler: 5:106, 6:152, 9:113, 35:18, 4:135
AKRABA KELİMESİNİN KULLANIMI/PATTERN 3
Aşağıdaki ayetlerde kullanılan akraba kelimesi, dostluk, ittifak, toplumun muhtaç kısmı gibi anlamlara gelmez ve sadece kan bağı kastedilmektedir. Bunun sebebi başlıca miras ile alakalı hükümlerin bu ayetlerde açıklanması ve bu ayetlerde aynı kelimeye bağlı kalınmasıdır. Yukarıda açıkladığımız Nisa7-8 yine bu görüşe delil oluşturmaktadır.
Örnek Ayet:
4:33 ‘’Anne, baba ve yakınların/akrabûn bıraktıkları her şey için bir mirasçı tayin ettik. Yemin akdiyle mirasçı kıldıklarınızın paylarını da verin. Şüphesiz Allah, her şeye şahittir.’’
Pattern 3 Ayetler: 2:180, 4:7, 4:33
26:214
‘’Veenżir ‘aşîrateke-l-akrabîn/Sen kavminden en yakınlarını uyar.’’
elçinin güvendiği, kendisine yakın olan insanlardan başlayarak –aile,sevgi bağı olan insanlar, soydaşlar- uyarmaya başlaması vurgulanmaktadır.
MEVEDDET AYETİ/42:23
42:23 ‘’İşte bu, Allah'ın, iman edip salihâtı yapan kullarına müjdelediği şeydir. De ki: “Ben bu çağrıya karşılık yakınlıkta sevgiden/meveddete fî-lkurbâ başka sizden bir ücret istemiyorum.’’ Her kim bir iyilik yaparsa, onun için iyilikleri artırırız. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Çok Şükreden'dir.’’
Burada meveddete fi-lkurba, yakınlıkta sevgi, yol arkadaşlarınızı sevmeniz, ittifak kurduğunuz insanlarla sevgi bağı anlamlarında kullanılmakta. Yoldaşlık ve birleşme önerilmekte. ‘’Elçinin Ehli beyti’’ diye çevirmenin veya ‘’Allah’a yakınlaştıran sevgi’’ veya ‘’akrabalıkta sevgi’’ gibi anlamların yanlış olduğunu düşünüyoruz. Gerek surenin geneli, gerek meveddet kelimesinin anlamı ve Kur’an’daki kullanımı bizi bu anlamı vermeye yaklaştıran şeyler arasında.
ERHAM KELİMESİNİN KUR’AN’DA KULLANIMI
Erham Kelimesi: Erham, r-h-m kökünden gelir, rahim kelimesinin çoğuludur. Kelimenin direkt çevirisi ‘’rahimler’’dir. Ana rahmi anlamına gelen ‘’rahm’’ kelimesinden türediği için genelde kan bağı/akrabalık olarak çevrilir fakat mecazi olarak yakınlık, sıkı-fıkılık, dostluk, sevgi bağı anlamları da vardır.
Erhamla sıklıkla kullanılan iki kelime:
Evla: daha yakın, daha layık, daha değerli, en yakın, birbirine hak sahibi/sorumlu olmak, birbirine öncelikli olmak
Evliya: koruyucular, yardımcılar, gözeticiler, destekleyiciler, yandaşlar,dostlar
Ayetler : Nisa 1, Muhammed 22, Enfal 75, Ahzab 6, Mümtehine 3
NİSA 1 AÇIKLAMASI
‘’ Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'dan ve erham(bağlarını koparmak)dan sakının/ ttekû. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.’'
Nisa 1 ayetindeki erham bağlarınızı koruyun ifadesine anlam verirken sonrasında gelen ayetleri de mutlaka hesabın içine katmak gerekir. Sonrasındaki ayetlerde başlıca yetimlere olan tavır, evlatlıklara olan yaklaşım, kadınlar, miras hukuku gibi konular ele alınmakta. Erham bağlarınızı koruyun ifadesini bu bağlamın içerisinde düşündüğümüzde yakın olduğun, kan bağın bulunan, evlatlığın, eşin, miras bırakacağın kişiler ve bu kişilere karşı olan hukuka, haklara uyman, adaletli davranman istenildiğini düşünüyoruz.
MUHAMMED 22 AÇIKLAMASI
47:22 ‘’ Demek siz iş başına gelecek olursanız/tevelleytum yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve erham bağlarınızı koparacaksınız/tukatti’û erhâmekum öyle mi?’’
Münafıkların koparmaya çalışacağı şey kan bağı mıdır yoksa güç yeşertmeye çalışan ve tanrı yolunda savaşan ittifaklar/ilişkiler midir?
Enfal 73: ‘’İnkar edenler birbirlerinin velileridir/dostlarıdır. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk olur.’’
Enfal 73’ de bozgunculuğun çıkmaması için önerilen şey nedir? Birleşmek, sevgi bağı, ittifak kurmak. Muhammed 22’ de betaların bozgunculuk çıkarırken aynı zamanda yapacağı iş nedir? Erham’ı kesmek. Erhamın nasıl anlamları bulunmakta? Dostluk/sevgi bağı/yakın ilişki.
Muhammed 22’de erham kelimesinin sevgi bağı/yoldaşlık bağı/ittifak/dostluk anlamlarında kullanıldığını düşünüyoruz.
ENFAL 75 AÇIKLAMASI
Enfal 72 : Onlar ki, inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihat ettiler; onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır/ ba’duhum evliyâu ba’d. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kadar size onların yönetiminden/ velâyetihim bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
Enfal 75 : ''Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler. Bir de ‘’ulu-lerham’’olanlar, Allah'ın kitabına göre, birbirlerine evladırlar/birbirlerine daha yakındırlar/ba’duhum evlâ biba’din. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bilir.''
‘’Medîne’ye hicretten sonra Hz. Peygamber Muhâcirlerle Ensar arasında kardeşlik esasını ortaya koymuş, bu da onların birbirlerine mirasçı oldukları şeklinde bir anlamaya sebep olmuştu (72.ayet). Bu âyet (75.ayet), mirasın sadece kan bağı ile belirlendiğini bildirmektedir.’’ Geleneksel yorum bu şekilde.
Biz bu iki ayetin sadece mirasçılığa indirgenmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Enfal 72’de birbirinin evliyasıdırlar kısmındaki evliya kelimesine birbirinin mirasçılarıdır şeklinde anlam verilmekte. Fakat ‘’Evliya’’ kelimesinin kullanıldığı yerlere de bakarsak dostluk/koruyuculuk/müttefiklik gibi anlamları olduğunu görürüz. Kullanıldığı yerlerin mirasçılıkla alakasız olduğu açıktır. Hatta Enfal 73’de müşrikler birbirlerinin evliyasıdır denilmekte. Hemen bir sonraki ayet. ‘’ Velleżîne keferû ba’duhum evliyâu ba’d’’. Buraya da o zaman kafirler birbirinin mirasçısıdır diye çevirmeliyiz?
Yine 72. ayette geçen ‘’mirasçılık hakkı’’ diye çevirilen ‘’velayet’’ kelimesinin de sorumluluk, yükümlülük, yönetim anlamları var.
Yani basitçe, 72. ayete Muhacir ve ensar birbirlerinin evliyasıdır/dostudur/müttefikidir. Hicret etmemiş olanlara gelince onlara karşı sizin bir velayetiniz/yükümlülüğünüz/sorumluluğunuz yoktur. Fakat sizden yardım isterlerse, nüans gözeterek, yardım etmelisiniz denmekte. En başta attığımız 72. ayetin çevirisi gibi durum, bu çeviri Yaşar Nuri Öztürk’e ait.
75. Ayette geçen ve mirasçılık bakımından daha yakındır anlamı verilen ‘’evla’’ kelimesinin mirasçı gibi bir anlamı yok. Evla kelimesi hiçbir zaman miras ayetleriyle veya miras ile ilgili bir bağlamın içerisinde kullanılmadı. Evla’nın geçtiği ayetler 3:68, 4:135, 8:75, 19:70, 33:6, 75:34, 47:20.
Evla kelime anlamı: daha yakın, daha layık, daha değerli, en yakın, birbirine hak sahibi/sorumlu olmak, birbirine öncelikli olmak.
Özetlemek gerekirse burada ulu-lerham olarak çevrilen kalıp kan bağına işaret etmektedir fakat olay sadece mirasçılık bağlamında değildir. Kan bağı olanların o organizasyon içerisinde gerek mirasçılık gerekse diğer birçok olay konusunda birbirlerine daha yakın ve daha sorumlu olması gerektiği söylenmektedir. İşin doğal olanı da zaten kan bağı bulunan kişilerin birbirlerine daha bir yakın ve daha bir sorumlu olmasıdır. Elçinin kardeş kılma uygulamasından dolayı mirasçılık da tabii ki o dönem sorulan sorulardan olabilir. Fakat Kur’an’ın evrensel bir kitap olması ve argümanlar kısmında da bahsettiğimiz birçok delil olayın sadece mirasçılığa indirgenemeyeceğini bize bildiriyor.
AHZAB 6 AÇIKLAMASI
33:6 ‘’Peygamber, mü'minlere nefislerinden daha evlâdır, eşleri de onların anneleridir, ‘’ulu-lerham’’ da Allahın kitabında birbirlerine diğer mü'minlerden ve muhacirlerden daha evlâdırlar. Ancak dostlarınıza/evliya-ikum bir iyilik yapmanız müstesnâ, kitapta o yazılı bulunuyor.’’
Klasik tefsir bu ayetin yine akrabaların sadece birbirine mirasçı olacağını belirttiğini söylemekte. Erham sahipleri birbirine daha yakındır/ulul erhami ba'duhum evla bi ba'dın kalıbından yola çıkarak kan bağı bulunanlar birbirine mirasçıdır denmekte yani. Oysa bu kalıp erham sahipleri birbirine daha yakındır demek. Neden sadece mirasçılığa indirgiyoruz?
Yukarıdaki Enfal 75 için argümanlarımız aynı şekilde bu ayet için de geçerli. Erham sahiplerinin birbirlerine daha yakın olması sadece mirasçılıkla açıklanamaz. Kan bağı olanlar birbirlerine daha yakındır, daha sorumludur. Mirasçılık ise bunun belki bir açısıdır yalnızca. Yani kastedilen şey sadece mirasçılığa indirgenemez.
Ekstra olarak ulu-lerham kalıbının kan bağından ziyade muhacir ve ensar içerisinde aynı müslüman mümin ayrımı gibi elçinin takipçileri arasında farklı bir sınıf/seviyedeki insanların kastedildiği yönünde de yorumlar yapılmakta. Hem Enfal 75 hem Ahzab 6 için Muhammed Esed bu yorumu yapmakta. Fakat bizce bu yorum çok zorlama kalmakta. Tanrı zaten mümin müslüman ayrımı yapmışken bunun üstüne ulu-lerham olarak bir sınıf daha eklemek biraz gerçeklikten uzak ve zorlama gözüküyor.
MÜMTEHİNE 3 AÇIKLAMASI
60:3 ‘’Kıyamet günü ‘’erhamlarınız/erhamukum’’ ve çocuklarınız size fayda vermezler. Çünkü Allah aranızı ayırır. Allah yaptıklarınızı görendir.’’
Buradaki erham’a sana dünya hayatında yardımcı olmuş, senin yanında bulunmuş yakınların/dostların/kan bağı bulunan yakınların ifade edilmekte. Yine mesajın kelimeden daha önemli olduğunu düşündüğümüz bir ayet. Alman gereken mesaj, dünyada senin yanında olmuş, sana yardımcı olmuş olan insanların dahi senin hükmün için bir şeyi değiştiremeyeceği, sadece Tanrı’nın eline kalacağın gerçeği.
Ayrıca mümtehine 3’ün hemen ardından gelen mümtehine 4’de Elçi İbrahim ve babasının ilişkisinden bahsedilmesi bize erham kelimesinin kan bağı anlamında da bir yerlerde kullanılabileceğinin ipucunu vermekte.
Mümtehine 4: Ancak İbrahim'in babasına: "Allah'tan olacak olana gücüm yetmez, fakat senin için bağışlanma dileyeceğim" sözü hariç. İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için iyi bir örnek vardır. Onlar halklarına şöyle demişlerdi: "Biz, sizden ve sizin Allah'ın yanı sıra kulluk ettiğiniz şeylerden kesinlikle uzağız. Biz, sizi reddediyoruz. Siz, ilahın yalnızca Allah olduğuna inanıncaya kadar bizimle sizin aranızda düşmanlık ve buğz devam edecektir. Rabb'imiz! Yalnız Sana dayandık, yalnız Sana yöneldik. Ve dönüş yalnızca Sana'dır."